Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları

Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık

Murat Gülsoy

En Beğenilen Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kahramanın mekan içinde konumlandırılması çoğu zaman hikaye içinde konumlanmasıyla özdeştir.
Sayfa 186 - Can YayınlarıKitabı okudu
Defterlerime, bir şeyler okurken, izlerken, hayal ederken aklıma hücum eden düşünceleri, kurmaca tasarılarını yazıyorum. Hızlı hızlı... Gözümü o anda beni meşgul eden şeyden ayırmadan, el yordamıyla bulduğum defterimin boş bir sayfasına başlıyorum yazmaya. Gittikçe çirkinleşen bir elyazısıyla. Tarih falan atmadan.
Sayfa 42 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Seküler insanın yeni dini sanattır, peygamberi ya da şamanı da sanatçıdır. Dünyevileşen ve bu yüzden de büyüsü bozulan hayatımızın içinde olağanüstü hatta doğaüstü ancak sanatsal deneyimde yakalanabilir.
Yazar adayı ilk başta şöyle düşünür.Her şey söylenmiş, tartışılmış denemiştir.Yeni bir metin yazmak gerçekten mümkün müdür?İşte bu sorunun baskısı yazar üzerinde artar ve onu yazamaz hâle getirir.
Rollo May, yaratmanın her zaman bir suçluluk duygusuyla ilişkide olduğunu iddia ediyor.
Sayfa 64 - Can YayınlarıKitabı okudu
Boş bir sayfa... Az sonra yazarın kaleminden dökülecek sözcükler belki yeni bir Suç ve Ceza'yı ya da Hamlet'i vücuda getireceklerdir. Olasılıklar sonsuz gibi görünüyor. Borges'in "Babil Kitaplığı" adlı öyküsünde adeta bu durumun tersyüz edilmiş olduğunu görürüz. Bu kitaplıkta tüm harf kombinasyonlarının basılı olduğu sonsuz sayıda kitap vardır. Dolayısıyla yazılmış ve yazılabilecek tüm kitapların olduğu bir kitaplıktır bu. Önümüzde duran beyaz kâğıt barındırdığı sonsuz olasılıklarla "Babil Kitaplığı"nın ta kendisi olduğu için kimi zaman saatlerce o boşluğun içine doğru bakarız. Aslında boş bir kâğıdı anlatmaktadır Borges.
Reklam
Sınırların Diyalektiği
Olasılıkların açık büfesinin önünde duruyoruz ve tabağımızı neyle dolduracağımızı düşünüyoruz. Bize en yakın duran tatlılarla mı başlayacağız yoksa diğer seçenekleri de değerlendirip sonra karar vermek üzere biraz büfenin önünde zaman mı geçireceğiz? Aklımıza gelen ilk cümleyle mi başlayacağız yoksa bir satranç oyuncusu gibi olası hamleleri zihnimizde tasarlayıp mı harekete geçeceğiz? Olasılıkların sonsuz oluşu, bir başka deyişle sınırsızlık, bir süre sonra aslında bir türlü dolduramadığımız bir boşluğa da dönüşebilir. Hayal etme yeteneğimiz sınırsızlıkla karşılaştığında gücünü yitirmeye başlar.
Ahmet Hamdi Tanpınar: ... bütün gençliğinde ona bunu tavsiye etmişlerdi: Halka karışın, köye kasabaya gidin... yalnız orada hakikat vardır... hiçkimse ona dememişti ki "sen tek başına bir realitesin, bu realiteyi bize anlat. Yaşadığın saati, duyduğun günü, her gün içini parçalayan sızıları ve her akşam sana yaşamak aşkını veren ümitleri anlat, ayrıldığın yüzler, gördüğün manzaralar... hasret ve gurbetlerin bize yeter, çünkü biz biliyoruz, senin benliğinde bütün bir Türk iklimi, bütün bir Türk cemiyeti, hatta bunların arasında bütün bir insanlık var, onları konuştur, yani kendini konuştur. Söyleyeceğin yalan bile bizim için bir kıymettir. Elverir ki, güzel yazasın. Madem ki roman yazacaksın evvela her şeyden evvel bir roman işçisi ol." hayır bunu ona kimse dememişti.
Sayfa 258Kitabı okudu
Geri161
618 öğeden 611 ile 618 arasındakiler gösteriliyor.