Resûl-i Ekrem’in kızı Hz. Fatıma, babasının kabri başına geldi ve bir avuç toprak alarak kokladıktan sonra, üzüntüsünü şu beyit ile dile getirdi:
“Üzerime öyle musibetler döküldü ki şayet onlar
Gündüzlerin üzerine dökülseydi gece olurlardı.”
İffet ve hayâ duyguları içinde tertemiz bir ömür geçirip arkaya pırıl pırıl bir isim bırakan ve dünyanın en büyük kadınlarından biri olarak anılan Hz. Aişe'nin seviyesine ulaşabilen bir kadın, Asr-ı saadetten bugüne kadar yetişmemiştir ve yetişmeyecektir de.
Ahzab suresinin 5. ayet-i kerimesi ininceye kadar "Zeyd b. Muhammed" diye çağrılan bu sahabi, köleler içinde islamiyeti ilk kabul eden kimsedir. Hz. Hatice ve Ali r.a'den sonra İslam dini ile müşerref olmuştur. "Oğullukları babalarına nispeten çağırın" mealindeki ayet inince artık Zeyd b. Harise diye çağrılır olmuştur.
" Sen, İslam'ın doğuşu ile hürriyetine kavuşan,
Kur'an-ı Kerim'in gelişi ile kıymetin zirvesine ulaşan,
Hz. Muhammed Mustafa'nın ( s.a.v) yüce hükümleriyle şeref kazanan muhterem kadınsın..."