Tabakatü'l-Müfessirîn

Büyük Tefsir Tarihi (2 Cilt Takım)

Ömer Nasuhi Bilmen

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Deniliyor ki Rahman öyle bir nimet verendir ki onun vereceği nimetlerin başkası tarafından verilmesi düşünülemez. Bu sebeple Rahman ismi mahlukata verilmez. Rahim ise öyle bir nimet verendir ki onun vereceği nimetin benzeri başkaları tarafından da gelebilir. Bu sebeple Rahim adı kullara da verilebilir.
Ey insanlar!, uyanınız, şu sonsuz kâinatın yaratıcısının büyüklüğünü düşününüz. O, ne büyük bir yaratıcıdır, ne muazzam bir besleyicidir. Bütün mahlukatı için ne kadar rahmet ve merhameti vardır. Bütün âlemlerin müstakil sâhibi ve hâkimi yalnız odur. Artık -Yarabbi! yalnız sana ibâdet ederiz. Yalnız senden lütuf ve ihsan bekleriz- diyerek kulluğumuzu arzederiz.
Reklam
Evet… Allah Teâlâ bütün kullarına bir irâde ve bir seçme kâbiliyeti vermiştir. Her insan bu kabiliyetini güzelce kullanmaya da, kullanmamaya da hikmet gereği muktedirdir. Cenâb-ı Hak ise her kulunun bu kabiliyetini bu dünyada ne şekilde kullanacağını ezeli âlemde bildiği için ona göre kulları hakkında ezeli hükmünü vermiştir. Binaenaleyh bunda bir zorlama yoktur
nimet;
Halin iyiliği ve nefsin lezzet aldığı şey demektir. Bizim için istenilmeye en lâyık olan nîmet ise, Allah’ın rızâsına kavuşmak ve salih, seçkin kulların yollarına girebilmek, Allah’ın gazabına uğramış, sapıklıklar içinde kalmış, kötü ruhlu kimselerin yollarından uzak kalmaktır.
Ebû Bekir es-Sıddîk [r.a]
Hz. Ebû Bekir, seçkin müfessirler tabakasını oluşturan sahâbe-i güzînin birincisidir. Bununla beraber kendisi pek tedbirli hareket ettiği için ondan tefsire ilişkin çok şey nakledilmemiştir. ... "Kendi kişisel görüşümle tevil ve tefsire kalkışırsam beni hangi gök gölgelendirir, beni Allah'ın azabından kim kurtarabilir?"
Sayfa 255 - Cilt 1. SEÇKİN TABAKAYA İLİŞKİN TEBERRÜKEN BİR NEBZE BİLGİKitabı okudu
Peygamber Efendimiz'in okumaktan, yazmaktan uzak bulunması bir hikmet gereğiydi. Çünkü Hz. Muhammed [sallallahu aleyhi vesellem), bütün âlemin biricik gerçek öğreticisi olacaktı. Bütün kâinatın hocası olacak böyle bir öğreticinin başkalarından feyiz almış olması elbette mümkün değildi.
Sayfa 26 - Cilt 1Kitabı okudu
Reklam
Tefsirlerin Prensipleri ve Kaynakları
Müfessirler, ileride söyleyeceğimiz üzere Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerini izah ve tahlil için öncelikle lugata, iştikak ilmine, sarf ve nahiv ilimlerine ve diğer edebî ilimlere müracaat ederler. Bunlar, tefsir ilminin esaslarıdır. Sonra Kur'ân-ı Azîm'in anlamlarını, gerçeklerini izah için de hadis, keläm, fikih gibi dini ilimlere başvururlar. Bunlardan başka pozitif, sosyal, siyasal, ahlâkî, hayati ilimleri de göz önünde bulundururlar. Bütün bu ilimler tefsirler için birer memba, birer bilgi kaynağı kabul edilmiştir.
Sayfa 146 - Cilt 1Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.