Sözler ve Alıntılar
"Gece kadar karanlık perçemini mah yüzüne perde etti
Aşığın sabahını geceye çevirmediği bir gün var mı?"
Sayfa 120 - Doğan KitapKitabı okudu
Türkler Mehmed’e hâlâ Fatih derler ve onların gözünde, halefilerinden ya da selefilerinden hiç biri onun başarılarıyla boy ölçüşemediği,özellikle de tairihi boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti kalan şehri fethettiği için,onu “Sultanların Sultanı “ olarak onurlandırırlar. Mehmed, Batı’da “Dünyanın Şimdiki Dehşeti” olarak anılmaya devam etti….
Sayfa 231Kitabı okudu
Mühlenbach'lı Birader George'un gözlemiyle Fatih Sultan Mehmed
Sultanı camide namaz kılarken gördüm. Ne bir koltukta ne bir tahtta oturdu, diğer insanlar gibi yere serili halının üzerinde yerini aldı. Etrafı türlü süslerle donatılmamıştı. Sultanın kıyafetinde ya da atında, onun diğer insanlardan farklı olduğunu belli eden bir işaret yoktu. Onu annesinin cenaze töreninde izledim; bana padişah olduğu söylenmeseydi onu tanımazdım.
Sayfa 69Kitabı okudu
Büyük Türk
Bab-ı Hümayun’un üzerinde, Fatih’in ölümünden iki yıl önceye tarihlenen bir kitabe. Büyük Türk Fatih Mehmed’ in başkenti olan şehirde yaptırdığı baş anıtın girişine hâkim kitabesi de olabilirdi.
Allah’ın inâyeti ve izniyle , iki kıtanın sultanı ve iki denizin hakanı, bu dünyada ve ahirette Allah’ın gölgesi, iki ufukta Allah’ın gözdesi, yer ve su küresinin hükümdarı, Kostantinopolis kalesinin fâtihi, Sultan Mehmet Han oğlu Sultan Murad Han oğlu Sultan Mehmed Han, Allah’ın mülkünü ebedi kılsın ve makamını feleğin en parlak yıldızları üzerine çıkarsın.
Sayfa 234Kitabı okudu
Murad'ın türbesi, vasiyetinde öyle istediği için, açık bırakıldı: "Beni Bursa'da oğlum Alaeddin'in yanına gömün. Mezarımın üzerinde gösterişli bir türbe dikmeyin... Doğrudan doğruya toprağa gömün. Allahın rahmeti üzerine yağsın."
Sayfa 40Kitabı okudu
“Sultan Mehmed büyük bir devletin vârisi, çok sayıda silah ve askerin sahibi olunca, Asya ve Avrupa’nın en iyi ve en büyük bölümleri denetimi altındayken, bütün bunları yeterli görmedi ve sahip olduklarıyla da yetinmedi. Neredeyse tüm dünyayı gözüne kestirmişti ve dünya İskender, Pompeius, Caesar ve onların çapında krallar ve generaller gibi hâkim olmaya kararlıydı.”
İmrozlu Kritovulos
Kastrioti'nin İskender Bey olarak bilinen oğlu Gjergj, ailesinin, vatanına geri dönüp babasının Arnavutluk'taki topraklarına sahip çıkmasını istemesine rağmen, Sultan Murad'a hizmet etmeye devam etti. Murad, İskender Bey'i bir orduyla birlikte Niş'teki Osmanlı kuvvetlerine katılmaya gönderdi; fakat İskender Bey atlarını Kroya'ya sürdü ve 300 kişilik bir Arnavut süvarisiyle birlikte firar etti. İskender Bey'in padişahın kalenin komutasını kendisine verdiğini bildiren sahte bir belge kullanıp aldattığı Hasan Bey, kaleyi İskender Bey'e teslim etti. Ardından İskender Bey tekrar hristiyanlığa döndüğünü ilan etti ve Osmanlıların ele geçirdiği aile topraklarını geri almak için bir mücadele başlattı.
Sayfa 33Kitabı okudu