Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
-Sen de nesin böyle, ey mahluk? -Ben bir âdemoğluyum, efendim.
Sayfa 466Kitabı okudu
''Hayat beni nereye yönlendiriyorsa o tarafa doğru ağır aksak gidiyordum işte, anlarsın ya... Hangi yolun beni nereye çıkaracağını bilmeden, omzumu tesadüflere dayamış halde ilerliyordum.''
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Güç her şey demekti. Güç olmadan para hiçbir şey ifade etmezdi. Mutluluk bile dikkat dağıtıcı bir eğlence, bir hayalet, bir rehineydi bir nevi. Hakikaten, neydi bu mutluluk denen şey? Başkalarının sizden koparıp alabileceği bir şey. Çoğunlukla başka kişilerle bağlantılı olarak kendini gösteren bir duyguydu mutluluk. Onlara sizin üzerinizde etki yaratma konusunda inisiyatif tanıdığınız, sizi mutlu eden şey her ne ise canları istediğinde onu söküp alabilme yetkisi verdiğiniz anlamına geliyordu.
Sayfa 261Kitabı okudu
Kişi ne kadar fazla şey öğrenirse, ne kadar az şey bildiğinin o kadar iyi farkına varır.
Sayfa 534Kitabı okudu
''Efendim, doğrusunu isterseniz, bazı güçlüklerle karşılaştık,'' dedi teknisyen ağır ağır, bakışları Fassin ve Verpych arasında hızla gidip gelerek. ''Sıradaki sözcüğün 'Ama' veya ' Neyse ki' olmasını umuyorum,'' dedi Verpych. Sonra başını çevirip Fassin'e göz attı. '' 'Ne mutlu ki' gibisinden bir giriş beklemek çok şey olur tabii.''
Çünkü insan her şeyi başkalarına devredemiyor iş dönüp dolaşıp en önemli meselelere geldi mi, kendinden başka kimseye güvenemiyorsun. Çünkü bazen, hele ki iletişimin zor olduğu uzak mesafelere doğru yol alacaksan, yerine vekil veya yedek bırakman mümkün değil. Yaptığım bu çıkarımı nasıl buldun, ha? Kulağa mantıklı geliyor, sence de öyle değil mi? Burayı emin bir yer haline getirmek için bunca yıldır uğraş veriyorum, oysa şimdi, burasını daha da güvenli, daha da güçlü ve daha da iyi bir yer yapmak üzere buradan ayrılmak zorunda kalıyorum.
Sayfa 16 - Kaptan LuseferousKitabı yarım bıraktı
Reklam
Tarif-ül Kadın
... Ve aradan neredeyse bir saat geçmişken tam ümitsizliğe kapılmaya başlamıştı ki, o kendine has durgun güzelliği ve sakin havasıyla her bakımdan kusursuz bir görüntü ortaya koyarak çıkageldi kız; fakat bir farklılık hissediyordu onda: Üçgenimsi hatlara sahip suratına 24 karatlık gerçek altından yapılmışçasına dökülen beyaza çalan altın renginde saçları, mıncıklanmak için yaratılmış çenesi, öpülesi çilek dudakları, kişide kendi burnunu onunkine sürtme hevesi uyandıran küçük tatlı burnu, okşanası yanakları, içine dalıp gidilecek gözleri(ah ah, hem de ne dalmak!), yalanası kaşları, en az onlar kadar yalanası alnı, sayısız sevişmeden artakalan teri yalanıp kurutulması bekleyen... Hey hey hey, biraz yavaş gel bakalım! Çok yorucu bir seans oldu bu!
Sayfa 184Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.