‘’Bütün rastlantıları sayarsak hayatta bir adım bile ilerleyemeyiz...’’ Ölünün şu anda hiçbirimizi tanımaz olmuş donuk gözlerine baktı; ‘’ Barışta, nerede ve neyle başlayacağını kestiremedi, sanırım’’
Burada hiç değil, birşeyler bekleyerek öldü. Biliyorum, son günlerde umutsuzdu ama, küçücük bir bekleyiş kıvılcımının ışıltısı vardı herhalde! Bekleyebilmek hayatı dayanıklı yapar.
Mutluluk üzerine pek pek beş dakika konuşulur. Mutlu olduğunu söylemekten öteye geçmeyen sözler. Bahtsızlık üzerine ise, geceler gecesi konuşulabilir. Doğru değil mi?
Savaştan çıkarı olan kişiler gibi yaşamaya başladım, alınyazım değişiverdi galiba! Amerika’ya girmeme izin vermeleri, savaş var diye. İş buldum, savaş var diye. Şu anda Rus votkası içebilmem de savaş var diye. İstemeden parazitin biri oluverdim.
Yine, tek başıma bir odada yatınca, unutmayı pek istediğim geçmiş günleri hatırlayacağımı biliyordum. Ama, çare yoktu; o anılardan ömrüm boyunca kaçınamazdım.