‘Denizin bu değişkenliğini izliyorsunuz.Ve diyorsunuz ki,ne mene bir dünya bu deniz! Durmadan değişiyor,rengi,akıntısı,dalgası,balıkları.Ama bu değişimler için seviyorsunuz denizi.Herhangi bir denizi değil,kendi denizinizi.’
Damakta kalan tat misali akıla yerleşen öyküler ve kısa metinler.. Denizden gelen tılsımlı bir at,fareyle dertleşen bir kedi,kanatlanıp uçmaya çalışan bir insan evladı fark eder mi? Gerçeğin üstü de altı da bir olamaz mı kelimelerle?
Özellikle ‘çığlık’ ve ‘sahaf’ öyküleri pek güzeldi~