Platonov gerçekten nevi şahsına münhasır bir yazar. O zamanlarda ve o coğrafyada yaşamayan bizleri direk o atmosferin içine alıp hapsediyor. Konu aslında hep süregelen anlaşmazlıklar, sınıf ayrımları, savaş ve menfaat çatışmalarını anlatıyor. Bu arada şunu da belirtmeden geçmeyeyim, Platonov'un bu kitabı ancak ölümünden sonra kendi vatanında yayımlanabilmiştir.
Kitap; iyi niyetli ve ülkelerini seven bir grup insanın, bir yanlış anlaşılmadan dolayı fakir, yersiz yurtsuz insanları içine alacak bir binanın temelini kazmaya başlamaları sonucu gelişme gösterir.
Çukur'un içindekiler ve çukur'un dışındakiler olarak ayrılırlar. İçerisi; emekçinin, işçinin, mazlumun hakkını savunanların mekanı olur, dışarısı; soylular ve burjuva sınıfının.
Çukur'un içinde yaşananlar insanın içini sızlatır. Çaresizlikleri, direnişleri, umutları vardır onların. Dışardakilerse sanki olanlardan habersiz yaşamlarına devam ederler. Sadece devrim sonrası Rusya'sı için değil bir nevi dünyanın her yerinde yaşananları da anlatan bir hikaye aslında.
Çukur; devrim dolayısıyla gelen dayatmalara göğüs geren, tavırlarından ödün vermeyen, başta olana göre dansöz gibi kıvırmayan, düşüncelerinin daima arkasında ve onu savunanları anlatan çok güzel bir eser.
Keyifli Okumalar!