Cümle Kapısı, S.57
"Deniz O'nun gözleri olur bakar,
Gönlüme sözleri akar
Gökyüzünden sureti sarkar
Deniz O'nun kokusunu taşır rüzgar rüzgar
yüreğimi teskin eder kıyıma vuran dalgalar
köpüklerinde güneş ışıltısıyla fermanım yazar
Karışır birbirine damlalar, kalbim Mavi'ye çalar..."
yhysygn
Rebab Taksimi
youtu.be/RUkRwMAW0NQ
>>>>>>NAZAN BEKİROĞLU OKUMA ETKİNLİĞİ<<<<<
"Küçülsem, tek noktada toplansam. Yaşam büyük âmenna! Ama ben biraz azalsam, sadeleşsem, durulsam..." diyorsanız Nazan Bekiroğlu okumaya ne dersiniz:))
Sevgili
Zeyneb Öztürk hanımın fikri ve arkadaşlarımızın da yoğun isteği
Dostoyevski'nin, bir toprak efendisi olan babası zalim bir adamdır. "Babası" olduğu köylüler tarafından işkenceyle öldürülür. Bu haberi aldığı anda Dostoyevski'nin sara nöbetlerine yol açacak bir şiddetle kendisini suçladığı söylenir. Çünkü babasının ölümünü arzu etmiştir. Ve Karamazov Kardeşler'de Dimitri'nin, babasını öldürmek suçundan yargılanıp da verilen cezayı kabulündeki teslimiyet bu anın tecrübesini taşır. Babasının ölümünü arzu etmiş ama bu arzusunu kuvveden fiile çıkaramamış bile olsa. Ölümünü istedim. Öldürmediysem de istedim. Ve romanın meşhur cümlesiyle: "Kim istemez ki babasını öldürmeyi."
Bütün sevinç ve ümidi yok eden kader bolca gözyaşı getirse de, bir an için başını kaldırıp çok yıldızlı bir göğe bakmak bile yaşamak için ayak diremeye yeterli bir sebeptir.