Osmanlı Devleti'nin 16. yüzyılda bütün Orta Avrupa ve Balkanlar ile Ortadoğu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'ya hâkim olduğu aşamada İslam'a bağlılığını asla dışlamadığı malumdur. Ancak zorlayıcı bir ihtida politikasına da asla başvurulmamıştır. Kemal Karpat'ın hesabıyla altmıştan fazla dil ve din farkı gösteren cemaati yönetimi altına alan Devlet'in örfi yasalara (yerel geleneklere) İslami kurallar kadar değer verdiği bilinir.