Ey beni herkes unuttuğunda anan Rabbim! Yüzümü, elimi, gözümü, bakışımı, dokunuşumu veren Rabbim! Beni Seni unutanlar arasından çıkar al! Beni bensiz bıraksan da, Sensiz bırakma!
N'olur Rabbim! Şu biricik ânımı ebedin rüzgârlarına kat ve beni Sana daim yakın eyle! Yalnız Seninle kalmakla kalabalıklaştır beni! Bir secdede biriktir varlığımı! Beni Sana açılan ellerimde çoğalt! Beni Sana karşı fakir olmakla zenginleştir! Kendimi Sende unutayım ve öylece kapansın gözlerim ve öylece çözülsün ellerim. Dilim öylece sussun ve tenim öylece çamura katışsın ve bu mürekkep lekeleri kısacık vuslatımın hatırası olsun. Unutulmasın sözlerim; unutkanlar unutulacaklarını hatırlasınlar diye ...
Ibrahim
içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı İbrahim
güneşi evime sokan kim
Asaf Hâlet Çelebi
Akıl, en nihayeti, bir araçtır. Insanın önündeki seçenekleri çoğaltmakta kullanılır. Fakat bu güzel araç, bazı insanların kafasında seçenekleri çoğaltmak yerine, kendisini tek seçenek olarak ortaya koyar, kendisini seçeneklerin merkezine yerleştirir. Tıpkı kansere dönüşen bir hücrenin hiç durmaksızın çoğalması gibi, kendisini başına buyruk ilan eder, kendi otonomisini kurar; tek kaygısı kendi işleyişi olur. Bu vakitten sonra güzel bir araç olmaktan çıkar, kötü bir amaca dönüşüverir. Kendini beslemek adına, kendisi olmaktan çıkar.
Nur müellifi, "Gözünde bir nehâr var," diye haber verir. Lakin, bu gündüz beyaz ve karanlıktır. Gözün aydınlığı, ne garip ki, karasında saklıdır. Beyazı kördür; karası görür. Karasında, nurlan mış bir gece saklıdır. Ak kâğıt parçalarının, üzerindeki karalamalarla mektuba ve kitaba dönüşmesi, gözümüzün nuru olması da böyledir. Yazı, tıpkı gözbebeği gibi, 'mübârek, hâlis kalemlerden akan siyah nur' hükmündedir. Okumak, bu açıdan bakıldığında, iki karanın, gözün karasıyla kâğıdın karasının buluşmasıdır, iki gözbebeğinin bakışması ve birbiri içinde derinleşmesidir...
Affet beni Rabbim, bari yoklukta Sana vardım. Hiç olmazsa, hiçlikte Seni andım. Şimdi, bir tevekkül var elimde. Başka her şey düştü, her şey yokluğa döküldü. Hatırladım, elimdekiler de ellerim de Senin Elinde..
Şimdi, dua sığıyor sadece avuçlarıma. Sadece yakarış yakışıyor yakama. Gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan. Gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor.
Sen ki, unutmaktan alıkoydun, nisyandan kurtardın beni
şimdi isyandan koru Rabbim.
Isyandan koru beni, isyandan koru beni, isyandan koru beni.... Ve affet ki, elimde duadan başkası yok.