“Kes şunu. Hemen kes. Onun erkek arkadaşı var.”
Sanguine’in yüzü asıldı. ”Tanıdığım biri mi?”
“Sana bir kaç kez yumruk atmış olabilir.”
“Yoksa... İskeletle çıkmıyor, değil mi? Nasıl olabilir? Olamaz ki zaten. Teni yok, dudağı yok, şeyi de... Hiçbir şeyi yok. Bir de sürekli konuşuyor. Susmak bilmiyor.”