Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Define Adası Sözleri ve Alıntıları

En Eski Define Adası sözleri ve alıntılarını, en eski Define Adası kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaptan daha fazla ortalıkta kalmayacak kadar akıllıydı. Hemen gözden kaybolarak, kafileyi düzenleme işini Silver'a bıraktı. Bana kalırsa, böyle davranması doğruydu. Eğer güvertede kalsaydı, durumu anlamamış gibi görünmeye çalışması artık çok zor olacaktı. Her şey gün gibi açıktı. Silver asıl kaptandı ve emrinin altında kalabalık bir isyankar mürettebat vardı. Dürüst tayfalar, ki böyle adamların var olduğunu kısa bir süre sonra anlayacaktım, çok ahmaktı galiba. Daha doğrusu, öyle sanıyorum ki, bütün tayfalar elebaşılarının sergilediği tavırdan hoşnutsuzdu - sadece bu hoşnutsuzluk kimisinde daha çok, kimisinde daha azdı. Esasen iyi insan olan birkaçının daha fazla yönlendirilmesi ya da sürüklenmesi mümkün değildi. Tembel ve somurtkan olmak başka şey, bir gemiyi ele geçirerek bir dizi masum insanın canına kıymak başka şeydir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Aşçının "Jim, Jim!" diye bağırdığını duydum. Tahmin edeceğiniz gibi, hiç aldırmadım; sıçrayarak, eğilerek ve dalları devirerek artık koşacak gücüm kalmayana kadar dosdoğru koştum.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Bayılmanın tam olarak nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Ama bu görüntüden hemen sonra bütün dünyanın girdaplı bir sis içinde kayarcasına benden uzaklaştığını biliyorum. Silver, kuşlar ve Dürbün'ün yüksek zirvesi, gözle rimin önünde karman çorman bir topak gibi dönüp durdu. Kafamda çanlar çaldı ve kulaklarım uzaktan gelen seslerin uğultusuyla doldu. Tekrar kendime geldiğimde, canavar kendisini toplamış, koltuk değneğini kolunun altına sıkıştırmış ve şapkasını başına geçirmişti. Hemen önündeki Tom çimde cansız yatıyordu. Ona bir nebze bile aldırmayan katil, kana bulanmış bıçağını bir tutam otla siliyordu. Diğer yönleriyle manzarada hiçbir değişiklik yoktu. Tüten bataklığın ve yüksek tepe zirvesinin üstünde güneş hâlâ acımasızca ışıldıyordu. Gözlerimin önünde az önce bir cinayetin gerçekten işlendiğine ve bir insan hayatına gaddarca son verildiğine bir türlü inanasım gelmedi.
Sayfa 109Kitabı okudu
"Üç yıl, ha!" diye bağırdım. "Batan bir gemiden mi kutuldun?" "Yok, ahbap," dedi, "adada bırakıldım." Bu sözü daha önce duymuştum ve korsanlar arasında epeyce yaygın olan korkun bir aya caranlar için kullanıldığını biliyordum. Bu uygulamada suçlu bulunan kişi ıssız ve uzak bir adaya tek başına bırakılıyor, böylece çok az barut ve mermiyle yaşamını sürdürmeye mahkûm ediliyordu.
Sayfa 113Kitabı okudu
"İşte geldin, buyur bakalım," dedi kaptan, başını kaldırarak. "Otursan iyi olur." "Yani, beni içeriye almayacak mısın, kaptan?" diye yakındı Uzun John. "Dışarıda kum üstünde oturmak açısından bayağı soğuk bir sabah, kesinkes öyle, efendim." "Eh, Silver," dedi kaptan, "namuslu bir adam gibi kalmaktan memnun olsaydın, şu anda kendi mutfağında oturuyor olabilirdin. Kendin ettin, kendin buldun. Ya gemimin aşçısı olarak iyi muamele görürsün ya da Kaptan Silver, adi bir isyancı ve korsan olarak darağacını boylarsın!" "Yapma be, kaptan," diye karşılık verdi gemi aşçısı, mecburen kumun üstüne çökerken, "bana bir iyilikte daha bulunacaksın, hepsi bu. Ne kadar da şirin bir yeriniz varmış. Aa, Jim de burada! En güzel sabahlar senin olsun, Jim. Doktor, her zaman hizmetinizdeyim. Vay be, hepiniz böyle bir arada tam bir mutlu aile gibisiniz bir bakıma.'
Sayfa 149Kitabı okudu
O da piposunu doldurup yaktı. İki adam kâh karşılıklı bakışlar fırlatarak, kâh pipo çekmeye ara vererek, kâh öne doğru eğilip tükürerek epey bir süre sessizce oturup duman tüttürdü. Onları bu halde görmek bir oyun kadar eğlenceliydi.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Komuta konumunda bulunmak beni bir hayli coşturmuş, berrak ve güneşli hava ile farklı kıyı görüntüleri hoşuma gitmişti. Artık bolca suyum ve yiyebileceğim güzel şeyler vardı. Firarımdan dolayı duyduğum vicdan azabı, başardığım büyük zaferle dinmişti. Keyfimi kaçıran tek şey serdümenin yüzünde sürekli beliren tuhaf bir gülümsemeyle beni güverte boyunca alaycı bir şekilde takip eden gözleriydi. Bu gülümsemede hem acının hem güçsüzlüğün izlerini taşıyan bir şey vardı - bitkin bir yaşlı adamın gülümsemesi. Ama beni işbaşında köpoğlu bir bakışla bıkıp usanmadan izlerken yüzüne oturan ifadede ayrıca bir hınzırlık havası, bir kalleşlik gölgesi vardı.
Sayfa 192Kitabı okudu
Ben Gunn güvertede tek başınaydı. Gemiye çıkmamızla birlikte, olağanüstü kıvırmalarla bize bir itirafta bulunmaya başladı. Silver kaçmıştı. Gariban birkaç saat önce onun bir sahil sandalıyla kaçmasına göz yummuştu. Bunu sırf bizi kurtarmak için yaptığına inanmamız için gerekçeler sıraladı. Belirttiğine göre, "tek bacaklı o adam gemide kaldığı sürece" hayatımız kesinlikle tehlikede olacaktı. Ama hepsi bu kadar değildi. Gemi aşçısı eli boş gitmemişti. Kimseye görünmeden bir gemi bölmesini delmiş ve sonraki avarelikleri için, belki üç ya da dört yüz adet yirmi bir şilin değerinde bir sikke torbasını almıştı. Ondan böyle ucuz kurtulmamıza hepimiz sevindik, sanırım.
Sayfa 267Kitabı okudu
İyiyi ve kötüyü, güzelin güzelini ve beterin beterini, açık havayı ve bozuk havayı, erzakın tükenişini, bıçakların çekilişini ve daha bir sürü şeyi gördüm. Ama inan ki bana, iyilikten bir hayır geldiğini hiç görmedim henüz.
Sayfa 197 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ne kadar izlersek izleyelim, sorunu çözmek için hiçbir şey yapamıyorduk.
946 öğeden 621 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.