İlk kitabı,Deli Bal ile 2010 yılı Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazanmış Pelin Buzluk.Kitapta bulunan 10 öykü de birbirinden ilginç."Öykü, söyleyemediklerinizle,eksik bıraktıklarınızla da yazılıyor.” diyen Pelin Buzluk, Deli Bal'da okuyucuya özellikle öykü tutkunlarına metni kazıması için geniş bir hareket alanı yaratmış.Pelin Buzluk'un öykülerini okurken, müthiş bir hayal gücüne, tanıklık ediyorsunuz.Kimi öykülerde sinema tadı (korku-gerilim) alıyorsunuz.Fantastik, simgesel, genel olarak örtük bir dil kullanıyor yazar.Türk öykücülüğünde Pelin Buzluk izini sürmek keyif verecek bana.
"Allah dedikleri kâğıttan bir kuştu başlangıçta.Onu o kadar süslediler,o kadar büyüttüler ki hepimizin yaşamımızı düzene sokacak olan bu kuşcağıza tüm sorunların çözümünü yıkıverdik...Tüm bu yükü taşısın ve sesini çıkarmasın diye besledik o kuşu.Bizi düşünmekten, türlü meselelere kafa yormaktan alıkoyduğu için şükretttik ona.Her ibadette bu kuşa bağlılığımız tazelendi ve bu sayede yüzyıllarca ölmedi o.Etrafına yerleştirilen sayısız aynayla çoğaltıldı.Sonunda kimse onun bir zamanlar kâğıttan yapılmış olduğunu ve uçamayacağımı hatırlamadı.Şimdi, çocukların Allah'ı babaları, kadınların Allah'ı kocaları, öğrencilerin Allah'ı hocaları,koca bir halkın Allah'ı ise yöneticileri oldu.Hemen her erkek biraz Allah oldu.Bu neferler,Allah'ın her şeyi görüp cezalandırabilmesini sağladılar.Geriye kalanlar-kadınlar ve çocuklar-aynalardan sürüldüler..."syf 69-70