Bertrand Russell kitabında din ile bilim çatışmasını pagan dinlerden tek tanrılı dinlere ve günümüze kadar inceliyor.
Kitapta bilinen bütün dinlerin bilinmeyen konularda kesin yargılarda bulunduğu ve bu kesin yargılara herkesin inanmasını istediği örneklerle anlatılıyor.
Örneğin Hristiyanlığın yüz karası Engizisyon Mahkemeleri 1450-1550 yılları arasında sadece Almanya’da yüz bin insanı “cadı” olduğu gerekçesiyle “yakılarak” idama mahkûm etti.
İngiltere’de 1682, Fransa’da 1718, İskoçya’da 1730’a kadar, bağnaz ve cahil papazların engizisyon mahkemeleri “cadı, büyücü oldukları veya dinin emirlerine karşı geldikleri” gerekçesiyle insanların yakılarak öldürülmelerine karar veriyor ve bu kararlar da uygulanıyordu.
Bir papazın oğlu çiçek hastalığına karşı aşı geliştirmiş fakat bütün papazlar ve Hristiyanlık âlemi ve Sorbonne Üniversitesi aşının “dine, Tanrı buyruklarına aykırı olduğu” yönünde karar vermişlerdir.
Russell kitabında: “Bilim İnsanın mutluluğu için başka hiçbir şey yapmamış olsaydı bile, yalnız sağlığa katkılarından dolayı bilime büyük saygı duymamız gerekirdi.
Dinlerin insan yararına olduğuna inananlar, bilimin sadece insan sağlığına yaptıkları katkı kadar dinlerin insanlığa bir katkısı olduğunu gösterebilirler mi acaba?” (Sayfa 85) Diyor.
Russell’in Din ile Bilim kitabı sadece okumakla yetinilecek bir kitap değil, bir başvuru kaynağı.
Sakın ola ki, benim gibi Bilgi Yayınevinin Raşit Göktürk çevirisi kitabı almayın ki, uyduruk, saçma sapan berbat bir Türkçe ile huzurunuzu kaçırmayın.