Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğu’nun Sönmeyen Yıldızı Hayyam

Şamil S. Zagitoviç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nefeste aldırmayan bir telaştır bu, Kederle inlemekten göğsüm yoruldu. Söyle neden geldim şu dünyaya neden, Bensiz bile sürdüren garip yolunu?
Hayyam’ın bazı rubailerinde şairin ahiret yaşamı hakkındaki ilkel efsanelere karşı attığı alaycı kahkahalar daha net bir şekilde duyulur. Bir kaç dörtlüğünde, kıyamet günü ölülerin dirilişin resmedilişini ve cenaze töreni ritüellerini iğneleyici bir dille alayı alır. Öldüğümde cenazem şarapla yıkansın. Mezarındaki güller şarapla sulansın. Mahşer günü beni merak eden olursa, Meyhane önündeki toprakta arasın. Ya da: Diyorlar ki:” Oruç tutup, ibadete ediniz, Nasıl yaşarsanız öyle dirileceksiniz!” Sımsıkı sarılalım sevgiliye ve meye , Belki de mahşer günü elele diriliriz .
Reklam
Neyi düşünmek ve hatırlamak istemediğini söyle bana, ne olacağını söyliyim sana.
Hayyam, rubailerini sancılı düşünme süreçlerinde yazmak zorunda kalıyordu. Bunlar her şeyden önce kendisi içindi. Kağıda dökülmüş her bir rubai, Hayyam’ın ruhunda meydana gelen çatışmayı, onun melankolisini ve kederini anlatır. İçi boş, hem hasta, hem de sinsi dünyada, Hayat şarap diye zehir sunar kucağında. Ve canımı pek fazla acıtmasın diye ben. Boşaltmak isterim kadehimi tek yudumda.
Çocuktuk hakikat içe giderdik hocamıza, Büyüdük hakikat için geldiler kapımıza. Nerededir hakikat? Oluşmuşuz bir zerreden. Yel olup gideriz hayyam, başka yolu yok keza!
Buradaki zerre ve yelle Aristoteles’in dört temel elementinden ikisini atıf yapılmıştır
Geldim de bir güzellik katmadım semaya, Ve gideceğim rengi olmayacak başka. Neredeydin nereye gidiyorum bilmem: Aldırmam ne bir tahmine, ne de kelâma.
Reklam
Aptallar bilgeden sayıyor beni, Ya Rabbi ben öyle görmem kendimi, Ne dünyayı, ne kendimi bilirim, Aptallar ısrarla pîr görür beni.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.