Puşkin'in az ama öz bir eseri. Romanın baş kahramanı Dubrovski, aşkı ve intikamı arasında bölündüğü ve aşkı seçtiği ama, sevmenin de yetmediği bir halk isyanı öyküsü.
Zamanına göre oldukça İleri bir kitap. Çünkü o zamanda köylü hala, can yani köle olarak görülüyor ve soyluluk haklı olmaya yetiyor. Gerçi günümüzde, zenginlik soyluluk ile köle olan köylü ise halk ile yer değiştirdi.
Roman eksik kalmış, bunu yazarın zamansız ölümü hissediyor okur.
Küçük bir alıntı,
''tabancaya gelince, ünvanım dolayısıyla benden özür dilenmesini bekleyemeyeceğim haraketlere katlanmak niyetinde olmadığım için her zaman tabancamı taşırım yanımda.''
Aleksandr Puşkin de genç yaşında (karısının onurunu korumak için bir düello sonucu) ölmüş yazarlardandır. Yaşadığı dönemde siyasal içerikli şiirleri yüzünden sürgüne de gönderilmiştir. Nedense bu özellikleri ve yazdıkları ile de aklımıza Sabahattin Ali'yi getiriyor.
Eserde Çarlık Rusyası zamanları, hırslı derebeyleri ve ilişkileri, köylülerin mal gibi alınıp satıldığı, adaletin rüşvetle güçlülerin elinde olduğu gözler önüne seriliyor. 1 saatte okursunuz, okuyun.
i.hizliresim.com/r5nppm.jpg
Büyük kısmı 18. yüzyıl Fransız yazarlarının eserleriyle dolu devasa bir kütüphane verilmişti kızın emrine. ... ve Maşa, doğal bir şekilde, her tür eseri bir kenara bırakıp romanda karar kıldı.
-Korkmayınız, gelirler: Birtakımı merak ettiği in gelir; birtakımı ise, nasıl olursa olsun gecesini geçirmek için gelir; üçüncü birtakım da, İtalyanca bildiğini göstermek için gelir.
Kitap bir zamanların Rus sosyolojisine ışık tutuyor. Toprak sahiplerinin, köylülerin de sahibi olduğu bir dönemde yok yere husumete giren iki toprak sahibinin çatışması arasında köylülerin kaderinin belirlendiği bir dönemde. Dubrovski ise Schiller'in Haydutlar oyunundaki kahraman gibi, soylu kökenden olmasına karşın ezilen sınıfların lideri bir isyancı, bir haydut oluşunun hikayesi.
Dubrovski romantik bir kahraman olma özelliği gösteriyor. Köylülerin derebeylerine ayaklanmak için soylu bir lidere ihtiyaç duyuyor olmaları, aslında ayaklanmalarının bir özgürlük talebinden ziyade kendi efendilerini seçme arzusu olduğunu gösteriyor.
Aynı zamanda bir aşk hikayesi de roman boyunca devam ediyor.
Hukukun ne kadar aldatıcı bir kurum olduğu ve egemen sınıfların bir aleti olmaktan öte gidemediği de romanda çarpıcı şekilde aktarılıyor.
Puşkin'in yazdığı her cümle gibi Dubrovski de muhakkak okunmaya değer bir roman.