Hayatlarının dar bir yolun, bir orta yolun üzerine kurulmuş olduğunu hissediyorlar; gelip geçicisinden bile olsa, taşkınlığı, çılgınlığı andıran her şeyin, yasak değil, daha kötüsü, olanaksız olduğu bir yolun üstüne...
Köpekler serbest kalınca meydanlardaki çimenlerde dönüp dururlar; canlarının çektiği yere, canları çektiği zaman sıçarlar; sahipleriyse böyle şeylerden kaçınırlar. Dans etmekten, ölümüne hırlamaktan. Akıllarından atamadıkları görünmez bir yaraları vardır, çünkü bedenin en az iyileştirebildiği hastalıklar böyle adsız olanlarıdır.
Düşündüğüm zaman üzerime çöken pişmanlık duygusu değil, daha ölümcül bir şey. Ormanların, okyanusların üzerine uzanan, gökyüzünü yırtan upuzun bir yara görüyorum...