Ebu Zerr 76 sayfalık bir çabukroman. Esasında hiçbir türe benzemeyen bambaşka bir kitap. Etkisini tarif etmek güç. Ancak baştan aşağı şuur kokan, bir derdin izlerini taşıyan birbirinden güzel yazılara sahip. Kahramanımız Ebu Zerr sahabe olan Ebu Zerr değil ancak onun asırlar öncesinden günümüze ulaşmış ruhunun bir yansıması. Dimdik duruşuyla, doğru bildiğini söylemekten asla sakınmayan, "sahabece" duruşa sahip bir kahraman. Kitap boyunca kâh bu ülkenin kâh İslam dünyasının kanayan yaralarına temas edilirken Aliya gibi Malcom X gibi güçlü karakterlerin mücadelesine de ışık tutuluyor. Çok kısa olmasına rağmen bu denli yoğun olması ve Hakan Albayrak'ın üslubu takdire şayan. Zira biliyorum ki Hakan Albayrak da günümüzün Ebu Zerrlerinden birisi ve bunu bu eseriyle ortaya koyduğu fikirlerinden ve zihniyetinden anlamak mümkün. Kendi hislerime, düşüncelerime tercüman olan kitapları seviyorum ve bu yönüyle Ebu Zerr benim için başkalarına tavsiye edebileceğim, her zaman özel bir yere sahip bir kitap olarak kalacak.
Ebuzer'in öyküsünü okuyoruz kitapta. Aslında öyküden ziyade bir yolculuk onunkisi. Anadolu'dan başlayıp, İstanbul, Medine, Pakistan, Amerika, Fransa ve aralarda da yine daha bir çok yere uğrayıp; Gökhan Özcan, Hz. Ömer
