Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebi hatıralar

Hüseyin Cahit Yalçın

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Burası evvelden benim yerimdi, evimdi, malikânemdi. Her adımda bir tanıdık yüz bulurdum, buranın hergünkü adamı, bir alışkanı idim. Kederlerimi bu kaldırımlar üzerinde buranın havasına dökerdim, ümitlerimi burada gülerdim. Şimdi? Şimdi hani o eski canlılık, hani o eski şevk, ümit ve galeyan? Hani o eski tanıdık yüzler? Bir kalabalık günde buradan geçsem kaç kişi beni tanıyacaktı? Buranın alışkın, mutat hayatı beni «kendisinden» sayacak mıydı? iste bugün de burada neslimiz gibi bu kaldırımları kendi malları diye çiğniyen, burada çalışan, didinen, ümit eden, hayal eden gençler var. Hayat, daimî hamleleri ve fışkırmaları ile ortaya hep yeni yeni dalgalar çıkarıyor ve bu dalgalar eskiden kalmış her şeyi silip süpürüyor, yutuyor, yokediyor... Hani burada kendi kendime vädettiğim eserler, yazmak istediğim kitaplar, hani bu kaldırımlarda benden bir iz? Ölüler arasında bir canlı ölü daha, işte o kadar...
Sayfa 187 - Akşam matbaası yayınlarıKitabı okudu
Babıâli caddesi, evet, hayat, ümit, emel, istikbal, hepsi burası. Fakat niçin bunda bir mezarlığın ağır ve hüzünlü havası karışık? Bu sokaklarda sade gençliğimin, bazen çocukça, bazen gülünç fakat hep yüksek ve temiz hulyaları değil, birçok tanıdıkların, ahbapların ve dostların hatıraları da gömülü. Burası koca bir mezarlık!. Şimdi ben buranın yaşıyan, düşünen, hisseden, ıztırap çeken muhiti içinde miyim? Yoksa her gün bir parça daha yokluğun karanlıklarına ve çukurlarına gömülen parçasından mıyım?
Sayfa 186 - Akşam matbaası yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yürüdükçe içime acı ve hüzün doluyordu. Buralara kalbimden verdiğim parçalar üzerinde yürüyor gibiydim, çiğnenmiş ideallerimin üstünden geçer gibiydim: benden evvel ve benimle beraber burada yaşamış, duymuş ve yokolmuşların gömüldükleri karanlık ve ebedi çukura biraz daha yaklaşmak için...
Sayfa 187 - Akşam matbaası yayınlarıKitabı okudu
Her güzel şey kalbimde bir yara açarak geçer..
Sayfa 141
Okuduğumuz şeyleri anladığımız oranda okuma hevesimiz de artıyordu. Bu bir susuzluktu ki dindirilmesi istendikçe artıyordu.
Reklam
Tevfik Fikret
Fikret’in güçlü, belirgin ve ezici bir kişiliği vardı. Çok eski zamanlarda olsaydı belki adı bir peygamber diye art kuşak­lara geçerdi. Daha sonraları gelseydi bir tarikat kurucusu olurdu. Ne var ki on dokuzuncu yüzyıl sonlarında Abdülhamıt yönetiminin her soylu duyguyu susturan ve öldüren kıyıcılığı ve baskısı içinde Fikret, yalnızca sanat ve yurtseverlik yolunun başı oluyordu.
Sayfa 115 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.