En Eski Edebiyat Ölmelidir! kitaplarını, en eski Edebiyat Ölmelidir! sözleri ve alıntılarını, en eski Edebiyat Ölmelidir! yazarlarını, en eski Edebiyat Ölmelidir! yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Memleket sözcüğünü sevmemin nedeni milletsiz bir tarif olması ve buna karşın birinin yerini yurdunu en güzel biçimde tasvir etmesindendir. "Bizim memleket" dediği zaman biri, bayrakla simgeleşen ve her biri soyut ve anlamsızca başa bela açan kavramlar gelmez aklıma. Çocukluğum bir memlekettir mesela. (...) O yurdun topraklarında hesapsız yaşanmakta, yazgı denilen hiçbir olguya boyun eğilmemekte, kural tanımaksızın vahşi biçimde var olunmakta ve mutlaka sonrasının ipuçları kök salmaktadır. (...) Yaşlılık bir başka memlekettir. Göç etmekten korkanların memleketi!
London'ı da, Proust'u da yüz yüze tanımadım. Tanımak isterdim sanırım. Ama sever miydim, emin değilim. Bugüne dek hem tiyatro çevresinden, hem edebiyat ortamından tanıdığım kişilerin birçoğu bende büyük düş kırıklıkları yaratmıştır. Eseriyle yüreğimde ve düşünce dünyamda yer edinen anlı şanlı kimilerinin üç kuruş için nasıl boyun büktüklerini, kitabı basılsın diye yayıncı önünde diz çöktüklerini, yaşına başına bakmaksızın gencecik kızlara sulandıklarını, meyhane sofrasında kendinden geçtiklerini, aşırı cimri ya da hovarda olduklarını gördüm. Bitmez tükenmez olansa dedikodu ve kıskançlık elbet.
Şiir yazmayı güzel sözleri yan yana getirmek sanan çaylak şairler şöyle dursun, biz Eco'nun anımsattığı bir sözü not edelim: "Dehanın yüzde onu ilham, yüzde doksanı terdir."
İyi vakit geçirmenin bir yolu elbet roman okumak! Bir kurmacanın içinde kaybolmak, yeniden yolunu bulmaya çalışmak; zekice bir bakışınız varsa ve sezgilerinize güveniyorsanız, türlü insanları tanımanın, kavramanın yolu roman okumak.