--Şiirin işlevi bir yerde okumanın işleviyle örtüşüyor mu? Hani diyorsunuz ya "Rahatı Kaçan Ağaç"ta:
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
--Bütün şiirler tek başına okumak içindir.
İnsanların kalıcı olan şeylere ilgisi azaldı, çünkü insanın bile kalıcı olmadığını görüyor, duyabiliyor. Hayat, hayatı hayat yapan öğeler artık ciddiye alınmıyor.
Kapı çalındı, açtım kapıyı, bir de baktım böyle pejmürde kılıklı, saçı başı birbirine karışmış birisi geldi, şöyle baktı, "Nurullah Bey burada mı?" dedi. "Hayır," dedim ben ve kapıyı kapatırken, "Gelince Yaşar Kemal geldi dersiniz," dedi. Ben de, "Peki," dedim. Ama o kadar korktum ki ben bu Yaşar Kemal'den, annem bana su içirdi, korkum gitsin diye... Derken babam geldi. Babama dedim ki böyle biri geldi. "Kim?" dedi. "Valla adını unuttum," dedim, "çok korktum." "Yaşar Kemal mi?" "Evet," dedim.
Sayfa 221 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu