Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Dostlar

Hıfzı Topuz

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sabahattin Ali
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hikmet Bayur, Atatürk'e, "Paşam," der, "hakkınızda ağır bir şiir yazmış olan bir öğretmen vardı ya, aftan yararlanarak tekrar öğretmenliğe atanmak istiyor." "Atanmasında yasal bir sakınca var mı?" "Hayır Paşam." "Öyleyse neden bana soruyorsun?" "İşlediği suç size karşıdır da." "Aşkolsun sana! Beni, kişisel gücenikliğim dolayısıyla yasal gerekliliklerin yerine getirilmesini önleyecek ölçüde egoist mi sandın? O genci ilk açılacak yere hemen atayınız."
Sabahattin Ali
"Kapatıldığım hücrede dökülen sıvaları tutturmak için duvara bir gazete kağıdı yapıştırmışlar. Aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı kırk kez okuyup ezberledim o sayfayı. Başka okunacak bir şey yoktu. Bu, çok dokundu bana."
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl'ın çok duygulu, ince ve erotik şiirleri de vardı, bazılarını ezbere bilirdik. Hele, 'Bir akşam bir ateş duyup içimde, kadın kadın diye içimi oydum. Başıma bir soğuk yer istedim de, alnımı mermerin üstüne koydum,' diye başlayan bir şiiri vardı ki , o yüzden Necip Fazıl'a o zamanlar, 'Mastürbasyon şairi' diyenler olurdu. Necip Fazıl kumarhanelerden çıkmazdı. Bir kez de oralarda basılmış ve gazetelere konu olmuştu. Necip Fazıl şaşkın bir durumda, 'İnceleme yapmak' için kumarhaneye gittiğini söylemiş ve büyük alay konusu olmuştu. Sonra nasıl oldu da Necip Fazıl büyük İslâm düşünürü oldu, kimse anlayamadı.
Sayfa 163Kitabı okudu
40-50 yıl önce Türkiye'nin gündemde olan birçok kişiyi yeni kuşakların hiç tanımadıklarını, adlarını bile duymamış olduklarını görünce şaşırıp kalıyorum. Üniversite düzeyinde eğitim görmüş gençlerle sohbet ederken, Sabahattin Ali'den söz ediyorum, hiç adını duymamışlar. Rıza Tevfik diyorum, Halit Fahri diyorum, Esat Mahmut Karakurt diyorum, "Kim bunlar?" diye soruyorlar. Necip Fazıl Kısakürek'ten, Samet Ağaoğlu'ndan, Vedat Nedim Tör'den yüzde 90'ının haberi yok.
Almanlar Fransa'nın büyük bir bölümünü işgal etmişlerdi. Tam o sıralarda, oradaki Yahudilerin Türkiye'ye kaçırılması söz konusu olur. Türk konsolosluğundan 176 kişi için pasaport alınır, bunlarla Türkçe adlar uydurulur ve fotoğraflar yapıştırılır, hepsi bir trene yerleştirilir. Faruk da başlarındadır, onları Paris'ten Berlin'e, oradan Köstence'ye götürür, Köstence'den de İstanbul'a getirir. Böylece Faruk Sayar, 176 Yahudiyi Nazi kamplarından kurtarmış olur. Faruk'un bu kahramanlığı tarihe geçecek bir olaydır, ama o bunu ne kimseye anlatırdı, ne de bununla övünürdü.
Aziz Nesin
"Açıkcası oğlumu, öğrenimini bitirene dek tehlikeli bir bataklık haline gelen bu pis ortamdan kurtarmak istiyorum. Bir tarih öğretmeni düşünün ki, ilk dersinde, deprem oluşunun hiçbir kuramına inanmadığını, ancak Tanrı'nın iradesiyle deprem olduğunu söylesin... Çocuklar, böyle öğretmenlerden ne öğrenecek?"
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
"İşte Atatürk'ün o kıvranarak, memleket ızdırabı ile, memleketi kurtarmak gayretiyle nasıl çalıştığı hep gözlerimin önündedir. O akşam eğer elimden gelseydi boynuna sarılıp, 'Bizi affet,' derdim."
Sayfa 147Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.