Adâlet-i mahzânın en büyük düsturunu vaz'ediyor. Der ki: Bir mâsumun hayatı, kanı, hattâ umum beşer için olsa da heder olmaz. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adâlette de birdir. Cüz'iyatın küllîye nisbeti bir olduğu gibi, hakkın dahi mîzan-ı adâlete karşı aynı nisbettir. O nokta-i nazardan, hakkın küçüğü büyüğü olamaz.