Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eve Doğru

Susanna Tamaro

Eve Doğru Sözleri ve Alıntıları

Eve Doğru sözleri ve alıntılarını, Eve Doğru kitap alıntılarını, Eve Doğru en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeniyetmelik çağımda yalnız başıma için gezintiler yapmaktan hoşlanırdım. Dağa gider ya da deniz kıyısında uzun yürüyüşler yapardım. O enginliğin, ufkun o açılışının, evreni yaratmış olan O'nun eşi bulunmaz büyüklüğünü anıştırdığını düşünürdüm. Ama belli bir sınırı geçince o genişliğin içinde yolunu yitirme tehlikesi olabileceğini de düşünürdüm.
Sayfa 17
Ama ben gerçeği istiyordum. Sonra büyüdükçe bana gerçeğin var olmadığı ya da ne denli çok insan varsa, o denli de ćok gerçek olduğu ve gerçeği aramanın çocuksu, safça ve yararsız bir şey olduğu söylendi.
Sayfa 29 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Boşluk sözcüğü ne anımsatır? Tanımlaması boşluk, var olmayanın göstergesidir. Boşluk, yokluktur.”
Ne güzel bir ifade şekli.. " #183082704 "
Özgürlüğe götüren içsel yürüyüş gözlerini gökyüzüne çevirme yürekliliğini gösterebilen ve kendi güçsüzlüğünü ve kendi kırılganlığını kabullenebilen kişinin yürüyüşüdür. Bu kişiler kendi güçsüzlükleri ve kırılganlıklarında adlarının güçlü bir biçimde söylendiğini duyarlar ve bu çağrıya şöyle yanıt verirler: "Kim çağırıyor beni? Kim tanıyor benim yazgımı?" O zaman insan, Ben'in yanında bir de sen olduğunu keşfeder. Bu duadır.
Sayfa 22 - Can
"Bir günce tutmak olağanüstü bir şeydir. Bir kitap yazdıktan sonra son dört yılın güncelerine baktığımda tüm kitabın bir buzdağı gibi şuradan buradan ucunu gösterdiğini ayrımsarım. Bir kitap yazmak, güncelere ekilmiş tohumların kırıntılarının bütün olarak derlenmesinden başka bir şey değildir. Yani düşüncenin yazının ve güncelerdeki bilinçaltının birlikte attıkları ileri bir adımdır. Güncelerdeki satırların en iyileri sonradan bir kitap oluşturuyorlar."
"Varoluşun içerisinde büyük bir gizemin bulunduğunu duyumsuyordum. Ve kimsenin bu gizemden haberi olmadığı besbelliydi. Bu gizemi algılıyor olmak beni olağanüstü biçimde kırılgan kılıyordu. Herhangi bir yaşam biçimini gözlemek beni aracısız, doğrudan yok olmayı algılamaya götürüyordu: anne kedinin böylesine sevgiyle emzirdiği yavrular ölecekler, hiçliğin içinde yok olacaklardı; şu anne kedi de ölecekti, aynı benim annemin de öleceği gibi. Gelecek, acı tuzaklarla doluydu. Ve bu tuzaklara karşı koymak olanaksızdı. Ölüm varsa, yaşamın anlamı nedir? Ve yaşam neden vardır?"
Reklam
"İçimde büyük bir neşe olduğunu hissediyordum, bu güneş gibi parlak bir mutluluktu, ama çevremde bir noksanlık, karmaşa ve hüzün vardı. Çocuk yüreğimde her şey bana çok yalın gelirdi: içimizde sonsuz bir sevgi ışığı vardı, bunu izlemek yeterliydi. Ya da yeterli olmalıydı. Büyükler neden böyle yapmıyorlardı? O ışıklar neden titreyerek sönüyorlardı ya da çoktan sönmüşlerdi bile? Neden bunca acı vardı? Ve her şeyden önce neden bunca yararsız acı vardı?"
"Özgürlüğe götüren içsel yürüyüş gözlerini gökyüzüne çevirme yürekliliğini gösterebilen ve kendi güçsüzlüğünü ve kendi kırılganlığını kabullenebilen kişinin yürüyüşüdür. Bu kişiler kendi güçsüzlükleri ve kırılganlıklarında adlarının güçlü bir biçimde söylendiğini duyarlar ve bu çağrıya söyle yanıt verirler: "Kim çağırıyor beni? Kim tanıyor benim yazgımı?" O zaman insan, Ben'in yanında bir de Sen olduğunu keşfeder. Bu duadır."
Oysa, özgür bir bakış ve zihinle herhangi bir yaşamı tek bir gün incelemek bile, her şeyin bir sürpriz olduğunu ve beklenmedikliğin yaşamın her katmanında sıkça yer aldığını anlamaya yeter.
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okudu
"'Rastlantıyla' yaşanmış bir yaşam sıkıntı ve sonun kaygısı arasında asılı kalmış bir yaşamdır. Bu sadece görüntüde özgür olan bir yaşamdır, çünkü gerçek özgürlük insanın kendini ölüm korkusundan özgür kılmasıdır."
80 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.