Bütün düşler ondan sorulacaktır
Yasalar bunu böyle bildiriyor
O baktığı zaman denizler diriliyor
Canlanıyor kuru göller yeniden
Ah onun içinde ne sevda düşleri neler
Ne parklar ne sarılmalar ne şeyler
O en kuru maviye baktığı zaman
Açılıyor gözlerinde salkım salkım
Doğma büyüme denizli midyeler
Okyanus kokuyorsa saçları boşuna mı
Rastlantıyla mı duyuluyor ellerinde
Dağ başlarında esen hırçın rüzgarların sesi
Boşuna mı ağlıyor o her akşam
Karanlık balkonunda boşuna mı
Bütün güzellikler ondan sorulacaktır
Her anlamda sevmek ve aşk adına
Ama zaman atlar gibi geçiyor
Ve bakmıyor ardına
(...)Aşkı yaşamayı göze alan insan, olumlu olumsuz bütün duyguları bir arada yaşamayı göze almış demektir.(...)
Afşar Timuçin’le “Ey Benim Güzel Sevdalım” Üzerine
Söyleşen : Nahit Kayabaşı
Bakırköy, 14 Ağustos 2001
Sevinç gibi biriydi
Bir öğle sonu çıktı geldi
Umulmadık bilinmedik kuytulardan
Ben yabancıydım sanki
Öylece durdum kaldım
Telefonlarda sesi
Bir alışkanlık olursa ne yaparım
Ne derim kendime
Düş gibi kuşku gibi kalakaldım
İnanç gibi biriydi
Bir öğle sonu çıktı geldi
Sesi rüzgara işledi
Şiirlere birden yazıldı adı
Duruşu akşam denizlerinin
En dalgalı mavilerine sindi
Sana alışıyorum
Yuvasında kuş gibi
Kıyıda deniz gibi
Rüzgar gibi ağaçlarda
Yürekte bir gelip
Bir giden kaygı gibi
Sana alışıyorum
Yepyeni bir şarkı gibi
Ses gibi bir boşlukta
Birden durup
Birden dağılıyorum
Artık yasalarım başka
Sana alışıyorum
Sana göre kuruyorum kendimi
Sokakta çocuklar gibi
Gemide direkler gibi
Bağlanıyorum sana
Aşk alanı gerilimli duyguların alanıdır ve o duyguları sonuna kadar yaşamak elbette çok sarsıcı olacaktır.(...)
Afşar Timuçin’le “Ey Benim Güzel Sevdalım” Üzerine
Söyleşen : Nahit Kayabaşı
Bakırköy, 14 Ağustos 2001
(...)Aşkı ancak enine boyuna yaşadığımız zaman aşk şiirleri yazabiliyoruz ve insanı orada derinliğine araştırma şansımız oluyor.(...)
Afşar Timuçin’le “Ey Benim Güzel Sevdalım” Üzerine
Söyleşen : Nahit Kayabaşı
Bakırköy, 14 Ağustos 2001