Gece burada tek başına bir adam düşün, işte ya kitap okuyor ya da bir şeyler düşünüp öylece oturuyor. Bazen düşüncelerini birine söylemek ister doğru mu yanlış mı diye ama kimsesi yoktur işte. Bir şey görünce bile onu gördüğünden tam emin olamaz gösterecek kimsesi olmadığından. Yanındakine dönüp 'Gördün mü sen de?' diye soramaz ki. Bilemez ne gördüğünü. Soracak kimsesi yoktur ki. Ben de burada bir şeyler gördüm. Sarhoş da değildim. Uyukluyor muydum onu bilmiyorum. Yanımda biri olsaydı, 'Uyukluyordun' derdi belki bana, ben de o zaman 'Tamam,' derdim kendi kendime 'Öyle bir şey görmemişim.' Ama şimdi hiç bilemiyorum görüp gör-
mediğimi."
Herkes küçük bir toprak ister kendisi için, küçücük bir
arazi yeter de artar bile. Kendisine ait olsun yeter. Ekip biçerek hayatını sürdürebileceği, kimsenin onu bir gün kapı dışarı etmeyeceği bir toprak.