En Yeni Fıkhın Sultanı İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Fıkhın Sultanı İmam-ı Azam Ebu Hanife sözleri ve alıntılarını, en yeni Fıkhın Sultanı İmam-ı Azam Ebu Hanife kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam-ı Azam vera(haramlara düşme korkusuyla şüphelilerden sakınan) ve zühd (dünyaya düşkün olmayan) isar (cömertlik) sahibiydi. Ahirete olan arzusunun çokluğunu kimse anlayacak derecede değildi.
"İmam-ı Azam'dan bahsederken onu diğerlerinden daha çok methediyorsunuz" dediklerinde "Evet öyledir çünkü onun insanlara ilmi ve faydalı olmaktaki derecesi diğerleri ile mukayese edilmez. Bunun için ismi geçince insanlar ona dua etsinler, diye hep methederim."
Fıkıh ilmi insanın ahirette fayda ve zarar göreceği şeylerin, dünya ve ahirete göre hükümlerini öğrenmesine yardımcı olacak *kazanılmış* bir yetenektir.
Ebû Hanîfe'nin sünneti koruma, dinin hükümlerini, yerini belirtme hususunda benzerinin olmadığını kanıtlayan kesin delillerden biri de tarikat pîrlerinin büyüklerinden ve hakikat tahtına oturanlardan Sehl b. Abdullah-ı Tüsterî'nin [kuddise sırruh] kerametle dolu, "Hz. Musa ve Hz. İsa'nın ümmetleri içerisinde Ebû Hanîfe gibi biri bulunsaydı, onlar ne yahudi ne hıristiyan olurlardı" sözüdür.
Her mükellefin, itikad ve ahlâka dair meselelerin tümünü, ana hatlarıyla da olsa, bilip tasdik etmesi, ibadet ve muamelelerin de gerektiği kadarının hükümlerini ve âdâbını öğrenip hal ve hareketlerini ona göre düzenlemesi gereklidir, zorunludur.
İmam-ı Âzam vera’, mürüvvet ve takvaya dikkat etme, güzel ahlâka uymayan her şeyden sakınma ve kaçınma hususunda da benzeri az bulunur bir kimseydi. Hatta borç olarak verdiği parayı almak için gerektiğinde borçlunun bulunduğu yere vardığı zaman -menfaat elde edip borcun ribâya dönmesi korkusundan dolayı- duvarının gölgesinde bile oturmazdı.
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe efendimizin çoğu zaman şu beyiti söyleyerek üzüntüsünü belli ettiği rivayet edilmiştir:
Kefâ hüznen en lâ hayâte henîeten
Ve la amele yerda bihillâhu sâlihan
[Manası: Ne tam sefa içinde ömür ne Hak rızasına uygun salih amellerin bizde bulunmaması keder ve hüzün olarak yeter].
İmâm-ı Âzam yine demiştir ki: "Bazı insanların hakkımızda, 'Re'y ile fetva verirmiş' demelerine şaşarım. Bir meselede ortada eser varken ben re'y ve kıyas ile fetva verir miyim? Allah'ın kitabi ve Resûlullah'ın sünneti ve ashabın icmâına karşı hiç kimsenin re'y belirtmeye yetkisi olamaz.
Imam-ı Azam akıllara hayret verecek derecede dinî meseleleri inceleyip güçlükleri izah etmeye, kapalı sözleri açıklayıp haber vermeye muvaffak olmuştur.