Sıradışılık arıyor insanlar, sıradanlıktan bıkmışlar çünkü. Peki sıradan addedilen şeylerin gerçekte ne kadar sıradan olup olmadıkları hiç düşünülüyor mu acaba?
İki başlı bebekler doğduğu zaman hayret ediyoruz; bir insanın dünyaya gelmesi çok sıradanmış gibi...
Bungee-jumping gibi uç sporları yapanlara hayret ediyoruz; tavanda yürüyen sinek basit bir iş yapıyormuş gibi...
Belgesellerdeki hayvanlara hayret ediyoruz; sanki sokaklardaki kediler ve köpekler sıradanmış gibi...
..
Ölüme hayret ediyoruz; yaşamak çok sıradan bir 'hak'mış gibi...
Benim inandığım, anlamak ve yaşamakla yükümlü olduğum kitap, 'ilmi' Allah'ın emri olarak koymuştu önüme ! Kendimizi ve yaşadığım evreni anlamakla yükümlü idik; ben ve tüm Müslümanlar...
İnsanlar, kavramların değil, onların kendi zihinlerindeki taraflı ve muğlak, çoğu kez üstün körü didiklenmiş ve şüphe edilmemiş temsilleri üzerinde kavga ediyorlar.
Bu kainat öyle bir -fraktal- kitap ki, her harfinde okunası nice ciltler yazılıp paketlenmiş... Bizler bugün, bilimin de katkısıyla bunu çok daha iyi anlıyoruz.
Bize düşen ise, okuyabildiğimiz kadar okumak...