Frankfurt Seyahatnamesi
Ahmet HaşimFrankfurt Seyahatnamesi Gönderileri
Frankfurt Seyahatnamesi kitaplarını, Frankfurt Seyahatnamesi sözleri ve alıntılarını, Frankfurt Seyahatnamesi yazarlarını, Frankfurt Seyahatnamesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Insan hayatının tatsizliğindan ve etrafinda görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar
Bir İngiliz'in nüktesi:
"İki kapı olsa birisinin üzerinde "Cennet" diğerinin üzerinde "Cennet Hakkında Konferans" diye yazılı olsa, bütün Almanlar ikinci kapıya saldırır."
Sayfa 53Kitabı okudu
Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir; fakat tekrarlarla doludur.
İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu alelâdeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Bu bakımdan seyahat “Harikulâdelikler avı” demektir.
Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir; fakat tekerrürle doludur. Kitap, tabiatta en büyük olan şeyin yani insanın başını taşımak itibariyle tabiatın genişliğini haiz olmaya muhtaç olmaksızın ona üstündür.
Gece, her çeşit kuruntuların kafatasımızın kovuklarından çıkıp hakikat çehreleri takınarak sürü sürü ortaya dağıldıkları, yeri ve göğü tuttukları saattir.
İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar.
Büyük üstadım Gourmont şunu der: Bütün canlı yaratıklara nazaran insanın üstünlüğünü yapan gerçeklerinin çeşitliliğidir. En zeki hayvan bir tek şey yapar ancak onu yetkin yapar. At, arka ayaklarıyla Dempsey ve Cartentier'nin yumruklarından daha yetkin çifteler atar; arı, kimyager fırınlarına ve dolaşık imbiklere hiç gereksinin duymaksızın bir Bertholot dehasıyla balını süzer, örümcek en usta bir dokumacı gibi uçarı tuzağının görülmez tellerini örer. Ancak o kadar!
Yardımseversiniz, zekisiniz, sevimlisiniz, görgülüsünüz; biliminize kültürünüze hiç diyecek yok! Ağzınızdan düşürüverdiğiniz küçük ve iki yüzlü bir övmeye karşılık sırtınıza geçirilen tantanalı altın kaftana bir an için de olsa kaybetmemek ve yağmur altında bir çıplak gülünçlüğe düşmemek istiyorsanız, sakın sözünüze en ufak bir sakınma izinin gölgesini düşürmeyiniz İşte rahat yaşamın genel kuralı!
Ne olacağı bilinmeyen yeni doğmuşlara yer açmak için ölümün her yıl, özellikle baharda , kır saçlara attığı tırpan, kim bilir, doğaya karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!
Ne yazık ki vücudun çökmesi zekanın olgunluk zamanına rastlar. Anlamsız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk çağına hazırlanmaktan başka nedir? Zeka -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu soylu meyve ballanmıyor. Dünyayı, bilim, fen, sanat ve edebiyat akımlarını yöneten şakakları aklanmış kafalardır.
Gece, her çeşit kuruntuların kafatasımızın kovuklarından, çıkıp hakikat çehreleri takınarak sürü sürü ortaya dağıldıkları, yeri ve göğü tuttukları saattir.
Sayfa 15 - Yky
İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir.
Sayfa 19 - Yky
