Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ganiyy-i Muhtefi'nin Meratib-i Tevhid Risalesi

Necmettin Şahinler

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kur'ân'da: Akl'ın: 1) düşünmek için, 2) ibret almak için, 3) öğüt almak için, 4) hidâyete ermek için, 5) cehâlette kalmamak için, 6) (gönül yönünden) kör, sağır ve dilsiz olmamak için, ve özellikle de 7) Kur'ân'ın mânâsının anlaşılması için, ne kıymetli ve "o olmazsa olmaz" bir yardımcı olduğuna dair pek çok âyet vardır.
Sayfa 77 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Hakk makâm-ı Gayb'dayken bilinemez Gerçek'di; Tenzîhden de münezzeh, lâfa gelmez Bir Tek'di. Kenz-i Mahfi denilen bu hâli bilmek muhal; Bu varlık düzeyinde Hakk her şeyden müteal.
Sayfa 15 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akıl iki türlü kullanılabilir: Biri insanı felakete, diğeri ise Hakikatların keşfine sevkedebilir. Eğer insan aklını, onun her şeyden üstün ve her şeyin ona musahhar olduğu vehmiyle kullanırsa bu vehimdeki gizli şirk ona felâket getirir. Eğer aklını usûlüne ve Kur'ân'ın ruhuna uygun olarak "aklın asla hükümrân olmadığı, aksine, Hakk'ı (Gerçeği) fehm, idrak, temyiz ve teslim etmek yönünden ancak ve ancak hâdim olabileceğinin idraki" ile kullanırsa, bu da onu Hakikatların keşfine sevkedebilir.
Sayfa 77 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Ben nefsimi temize çıkarmıyorum, çünkü nefis, kötülüğü emredicidir.” (Yûsuf/53) Bir tanım vermek gerekirse Nefs-i **Emmâre'yi** şöyle tarif edebiliriz: "Bedenî hazlara eğilimli, lezzet ve şehvetle emreden, kalbi süflî (aşağılık, alçak) yöne çeken kuvvet". Nefs-i Emmâre'de ön plâna çıkan özellikleri şöyle sıralamamız mümkündür: Cimrilik, hırs, haset, kin, alaycılık, kibir, şehvet, şöhret, gaflet, gazab, dedikodu, gıybet... vs. Nefs-i Emmâre hiçbir kayıt ve hesap tanımaz. İki şeye şiddetle sarılır ve onları besler: hevâ ve bencillik (enâniyet).
Sayfa 27 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Niyazi Misrî şöyle demektedir: "Kesreti vahdette görmek, vahdeti kesrette hem, Bir ilimdir ol ki cümle irfân andadır.”
Sayfa 66 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Bu âlemin harfleri, bil ki, Esma'ül-Hüsnâ! Bunların terkibinin mânâ'sı da müstesna. Yâ Rabbi, bu fakiri müdrik-i Esma'dan kıl! Fehmetsin Rûh'um Sen'i, eşyanı da bu Akıl.
Sayfa 21 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İğreti isimlere itibar eden, kendine hükmeden Vehm'in esiri olur. Bilge kişiler dahi çoğu kez kendilerini İsimlerin tecellileriyle avuturlar. Asıl amaç isimlerin ardındaki Hakikat'i fehm, keşf ve idrâk etmek olmalıdır.
Sayfa 72 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.