Hayır makinist Bey. Bağdat yolu üzerinde sarp bir uçurumun kenarındaki dar bir geçittir. Meşhurdur. Herkes bilir. 'Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz' derler buralarda.
Yormuştu yolculuk. Yataklı kompartımanda da olsa tren yolculuğu zordu. Hele bir de üzerine iki gün sürmesi, yolculuğun zorluğuna bir taraftan sıkıcılık da ekliyordu. İşte bu yüzden yanına alabildiği kadar kitap almıştı Vecihi.Etrafını izlemekten sıkıldığı anlarda imdadına yetişiyordu ak sayfalarıyla aydınlanmanın ışıksız fenerleri.
Öylece baktı elindeki keyif sembolüne. Sanki sigaranın yusyuvarlak gövdesine iki kanat, bir de kuyruk taksa tayyare olup havalanıverecekmiş gibi geldi bir an. Pervanesiz tayyare... Arkasından kırmızı bir alev topu çıkartarak giden bir tayyare... Gülümsedi.
'' Kim bilir ? '' dedi. '' Belki bir gün...''