Bu tarzdaki, temel bir konu üzerine farklı karakterlerle ilerleyen, serileri seviyorum. Ama bu seri konu bakımından ilginç başlasa da anlatım olarak vasat başlamış. Yazarın oluşturduğu dünyayı anlatmaya çalışması normal ama bunu aynı şeyleri tekrarlayarak yapmasını sevmedim. Kitapta yaratılan dünya ile ilgili bir çok konu hem ana karakterlerimizin düşüncelerinden öğreniliyor hem de konuşmalar sırasında tekrar tekrar açıklanıyor. Issızlar, kadimler, soy eşi, köle gibi bir çok terim kitabın farklı yerlerinde birden fazla defa açıklanmış. Bana sorarsanız bu durum kitabın anlaşılırlığını anlatmaktan çok akış içinde duraklamalara neden oldu. Ben bunun yerine diğer karakterlerden biraz daha bahsedilmesini tercih ederdim. Ya da belki kadimlerle olan savaştan. Sonuçta kadimlerle yapılan savaşta olan Lucan, Tegan ve Marek karakterlerinin ikisi bu kitapta öne çıkmış. Lucan ana karakter, Marek ise baş düşman. İkisinin de düşüncelerini yaşadıklarını okuyoruz kitapta. Ama geçmişlerine o kadar az ışık tutulmuş ki. Lucan ve Tegan arasında olanlar bile bir paragrafta bitmiş.
Belki diğer kitaplarda anlatım tarzı gelişir diye umarak okumaya devam edeceğim.
