Muhtasar

Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz

Reşit Haylamaz

En Eski Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz Gönderileri

En Eski Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz kitaplarını, en eski Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz sözleri ve alıntılarını, en eski Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz yazarlarını, en eski Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdi anlıyoruz ki, tamamlanan her şey, bundan sonra noksanlaşma süreci yaşayacak demektir.
Hicret...
Artık, Mekke'ye atfedilen son nazarlardı bunlar ve adeta Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke ile konuşuyordu. Hz.Ebû Bekir de dikkat kesilmiş, bu sessiz muhavereye şahit oluyordu. Dudaklarından şu cümleler dökülecekti: Vallahi de ey Mekke! Ben, senden ayrılmak zorunda kaldım! Şüphe yok ki sen, yeryüzünde Allah'a en sevimli olan beldesin. Allah'ın sana özel lütufları var! Allah'a yemin olsun ki, senin ehlin buradan beni çıkarmaya zorlamasaydı asla seni terk edip dışarı adım atmazdım!
Reklam
...Efendiler Efendisi sordu: - En yakın ev kimin? - Benim ev, ya Resûlullah, diye ileri atıldı Eba Eyyüb Hazretleri. İşte şu, benim evim ve işte onun kapısı da şu, dedi. Öyleyse, haydi senin evinde konaklayalım, buyurdu Allah Resûlü (sav). Öyleyse, içeri buyurun, dedi Eba Eyyüb ve böylelikle, yedi ay sürecek bir misafirlik başlamış oluyordu. Bu evin bir özelliği daha vardı; bu ev, yüzyıllar öncesinden Tubba melikinin, âhir zaman Nebi'si buraya hicret ettiği gün içinde kalsın diye yaptırdığı evdi. Şimdi bu ev, Allah'ın Resülü'nü ağırlamaya hazırlanıyordu.
Güneş balçıkla sıvanamazdı ki... Güneşin ışınlarına karşı gözlerini kapatanlar, sadece kendilerine gece yaparlardı...
Çocuklarda Bedir hazırlığı
Çabaları netice vermişti; diğerlerine nispetle yaşı biraz daha olgun olan Umeyr İbn Ebî Vakkâs'a izin verilmişti. Elinde, uzunca bir kılıç vardı ve onu kuşanmakta zorlanıyordu. Ağabeyi geldi ve sevincinden uçacak gibi olan kardeşine yardım etti. Onu kuşanıp da giderken, kılıcın bir tarafı yerde sürükleniyordu.
...Efendimiz, bu esnada saflar arasından birinin hafifçe öne çıktığını görmüş ve yanına gelerek, biraz geri çekelerek hizaya gelmesi için elindeki okla bu sahabînin göbeğine hafifçe dokunmuş ve: - Sen de hizaya gir ey Sevâd, buyurmuştu. Sevâd İbn Gaziyye hizaya girmişti girmesine ama arkadan: - Yâ Resûlullah, diye seslenmişti. Bana eziyet verdin; Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, aynı şekilde kısas istiyorum! Sesin geldiği cihete yönelen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), hiç tereddüt etmeden karnını açtı ve: - Haydi, öyleyse kısas yap, diyerek Sevâd'ın vurması için yanına yaklaştı. Ashab-ı Bedir, taaccüp içinde gelişmeleri takip ediyordu. Efendimiz'in bu davranışı, kul hakkı adına herkese büyük bir ders veriyordu. Herkesin dikkat kesildiği Sevâd, önce eğilip Efendimiz'in karnından öptü ve arkasından da boynuna atlayıp O'na sarıldı. Niyeti anlaşılmıştı ve Efendimiz de sordu: - Peki, niye böyle bir şey yaptın ey Sevâd? Yâ Resûlullah! Gördüğün gibi savaş gelip çattı ve ben, öldürülmeyeceğimden emin değilim! İstedim ki, tenimin mübarek teninize değmesi dünyadan son nasibim olsun ve huzur- u ilâhîye ben bununla gideyim!
Reklam
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) için, her bir insan bir alem demekti ve çok önemliydi.
Mal ve mülk kaybolup giden bir meta iken, asalet, şeref, emniyet ve böylesi bir karakter, öyle kolay bulunacak bir kıymet değildi zira.
Karşılıklı Saygı ve Sevgi
Muhammedü'l-Emin, bundan böyle herkese örnek bir aile reisiydi. Yeri geldiğinde, ev işlerinde hanımına yardım ediyor, çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını bizzat kendisi karşılıyor ve böylelikle, karşılıklı saygı ve sevginin esas olduğu mutlu ve örnek bir yuva inşa ediliyordu
Geri156
569 öğeden 561 ile 569 arasındakiler gösteriliyor.