Boğazımın düğümlenmesi geçince, başımı kaldırıp ona
baktım, gözlerimiz buluştu. Sanki o canlıymış ve uzun
süren yokluğunun ardından kaybettiğimiz zamanı telafi
etmemiz gerekiyormuş gibi geldi bana.
Yatağının başındaki lambayı yakıp yanında getirdiği kitabı aİdı. Kendini güzel bir hikâyeye kaptırması bir süre
oyalanmasını, zihnini meşgul etmesini sağlayabilirdi.
Uykulu gözlerini ovuşturarak, onuncu kez yatağının
başucunda duran radyolu saate baktı. Altıyı geçiyordu ve hava hâlâ zifiri karanlıktı. Buna uyku diyemese de, üç saat kadar uyumuştu demek.