Uzun ve yorucu yolculuklardan sonra denize varmayı çok severim. Hayatın tam içine girip , göze aldığım ne varsa dibine kadar yaşayıp yine kendime dönmek bana hep iyi gelir ."
Siyasi yönü ağır basan yol hikayeleriyle dolu bir kitap. Yolculuk sevenlerin sıkılmadan okuyacağını düşünüyorum. Zaman zaman muzip gülümsemelerle , zaman zaman da derin düşüncelerle akıp giden yolculuk. Tabii yazara yol arkadaşlığı yaparken bir anda kendinizi , içinizde bambaşka bir yolculukta da bulabilirsiniz.
Hikayelerin hepsi birbirinden güzel .Yazarın tüm samimiyetini bulacaksınız her satırında. Ancak üç tanesi bende ayrıca hayranlık uyandırdı.
"Halkımız seni bekliyor abi , " epistemolojik yalnızlık , " gizlendiği yerde vurmuştu onu hayat.. Bu üç hikâye daha bir özenle okunmak istermiş gibi geldi bana.
Katedilmiş yolların iz bırakan yolcusundan okuyucuya emanet edilmis bu içten hikâyeleri umarım sizler de beğenirsiniz.
"Ama bir yanım alevler içinde , paramparça, öbür yanım ise her ölümle beraber biraz daha korkak , suçlu ve yenik; yani ülkem gibiyim.."
"Sahi , bir mendil niye kanardı ?"