.
Bu aşk, diye düşündü, değil mi? Birinin yokluğunu fark ettiğinizde ve bu yokluktan her şeyden çok nefret ettiğinizde? Hatta onun varlığını sevdiğinizden daha mı fazla?
.
.
.
Hatıraların zamanı doldurması gerekiyordu ama şimdi zaman doldurulması gereken kocaman bir deliğe dönüşmüştü. Her saniye yürünecek, sürünülecek iki yüz yıla denkti. Bir sonraki saati görmek mümkün değildi;o kadar uzaktaydı. Yarın ufuktaydı ve yanına varmak koskocaman bir günü alacaktı.