İşte ben, Üç Kere Yüce Hermes,
insanların ilki,
erişmek için Tüm Bilgiye,
kazıdım tanrıların sırlarını
bu taş tabletler üzerine
kutsal semboller ve hiyerogliflerle.
Ve onları sakladım gelecekte
bizim kutsal bilgeliğimizi arayacaklar için.
Her şeyi gören zihin vasıtasıyla,
Şahitlik ettim bizzat
Göklerin görünmez yüzüne,
Ve tefekkür yoluyla eriştim
Hakikat Bilgisine.
İşte bu bilişle yazıyorum
tüm bu mısraları…
Mısır yoksul kalacak.
Her kutsal ses susturulacak.
Karanlık aydınlığa tercih edilecek.
Gözler gökyüzüne çevrilmeyecek.
Saf olanların aklını kaçırdığı düşünülecek
ve saf olmayanlar bilge diye saygı görecekler.
Deliye cesur gözüyle bakılacak
ve kötüler iyi sayılacak.
Ölümsüz ruhun bilgisine
gülünüp yadsınacak.
Göklere layık saygı dolu sözler
ne duyulacak ne kabul edilecek.
Ruhlarımız, göksel çiçekler misali
beslenir bilgeliğinin ışığıyla Atum'un (yaratıcı).
Ve karşılık olarak kullanmalıyız bizler de onun hizmetinde
içimizde yeşeren her şeyi...
Hermes, kaderimize doğrudan doğruya boyun eğmektense, yaratıcıyı yoğun bir şekilde tefekkür etmek suretiyle ,tamamen ölümlü olan tabiatımızın üstüne yükselerek ölümsüz ruhumuzu uyandırmanın görevimiz olduğunu öğretir.
Tanrı, Yüce Zihin'dir. O, her yerdedir ve daima vardır. İnsan zihni bu Yüce Zihin'in bir suretidir. İmajinasyon gücü vasıtasıyla o da evreni dolaşabilir ve Tanrı gibi, bütün zamanlarda ve bütün yerlerde olabilir...
Tanrı Birlik'tir. Her şey bir Yüce Varlık'ın parçasıdır. Kendisinden sonra gelen bütün sayıların kaynağı olan bir sayısı gibi, Tanrı her şeyin kaynağıdır.
Saf felsefe ruhsal çabadır,
sürekli tefekkür yoluyla,
Tek-Tanrı Atum’un
Hakikat Bilgisi’ne erişmek için.
Ama şimdi kehanette bulunarak
diyorum ki, gelecek zamanlarda
hiç kimse tek bir amaç uğruna
ve kalp temizliğiyle
felsefenin peşinde olmayacak.
Kıskanç ve hasis tabiatlı olanlar
engelleyeceklerdir
insanın keşfetmesini
paha biçilmez ölümsüzlük nimetini.
Felsefe yolunu şaşıracaktır,
anlaşılması zorlaşacaktır.
Yozlaşmış olacaktır
aldatmaca görüşlerle.
Büyük güçlükler içinde kalacaktır
aritmetik, müzik ve geometri gibi
içinden çıkılmaz bilimler karşısında.
Nasıl zihnin tabiatı düşünmekse, Tanrı'nın tabiatı da yaratmaktır. Bu O'nun sadece zamanın başlangıcında yaptığı bir şey değildir. O, bunu sürekli olarak yapmaktadır. Tanrı, sürekli olarak yaratısını yaratmaktadır ve asla durmayacaktır...
İnsanlar hayattan yorulmuş olacaklar
ve vazgeçecekler görmekten
saygı dolu bir hayranlığı hak ettiğini evrenin.
Ruhsallık, bütün nimetlerin en büyüğü,
sonuna gelmenin işaretlerini verecek
ve itibar görmeyen bir yük gibi algılanacak.
Dünya artık sevilmeyecek
Atum’un emsalsiz eseri olarak;
onun İlksel Mükemmelliğinin
şahane bir anıtı,
Tanrısal İrade’nin bir aracı,
ululaması ve şükretmesi için
görenlerin.