20. yüzyılın birey üzerindeki yıkıcılığını ele alan Herzog, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Saul Bellow'un başyapıtı olarak kabul ediliyor. Herzog, hayatı her anlamda altüst olmuş, "Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş," diye düşünecek kadar kendinden vazgeçmiş bir adamın hikâyesini anlatır. Başarısız yazar, başarısız hoca, başarısız baba Moses Herzog, kendisini kişisel felaketlerinden ve modern zamanların yıkıcılığından sağ çıkabilmiş bir kazazede olarak görür. İçini dökmek ve sıkışmışlığından kurtulmak amacıyla tanıdığı tanımadığı, hayatta ya da ölü, önemli ya da önemsiz bir sürü insana, hiç göndermeyeceği mektuplar yazmaya başlar. Arkadaşlarına, düşmanlarına, meslektaşlarına ve ünlülere dünya görüşünü, çektiği acıları, içinden çıkamadığı sorunları, özlem ve hıncını anlatır, kalbini açar. Amerikan edebiyatının en önemli romancılarından olan Saul Bellow, Herzog'da adeta içinde yaşadığı çağın duygusal, düşünsel ve ahlâki röntgenini çeker. "Madam Bovary'yi Charles'ın ya da Anna Karenina'yı Karenin'in bakış açısından anlatma hevesine kapılan biri, Herzog'da bunun kusursuz bir şekilde gerçekleştirildiğini görecektir." -Philip Roth- (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Saul Bellow
Saul Bellow
Çevirmen:
Özde Duygu Gürkan
Özde Duygu Gürkan
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 482Basım Tarihi: Ağustos 2020İlk Yayın Tarihi: Eylül 1964Yayınevi: İletişim YayıncılıkOrijinal Adı: Herzog
ISBN: 9789750505348Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
482 syf.
·
Puan vermedi
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Saul Bellow’un başyapıtı kabul edilen Herzog, okuması pek kolay olmayan ancak özellikle felsefeyle harmanlanmış kurgulardan hoşlanan okurları fazlasıyla tatmin edecek bir roman. Bellow, oldukça zeki ve donanımlı bir yazar, bunu kitabın her satırında hissediyorsunuz ve bu satırları sindirmek için okurun da belli bir birikime sahip olması gerekiyor zira kitapta Heidegger’dan Comte’a, Rousseau’dan Kant’a birçok düşün insanından ve teorilerinden bahsediyor. Herzog, eşi tarafından yakın zamanda terk edilmiş, toplumla da uyum sorunu yaşayan bir entelektüelin hezeyanlarını anlatıyor. Oldukça öfkeli, başta eşi olmak üzere dünya düzenine, topluma, çarpık adalet sistemine, kısacası her şeye ve herkese öfkeli bir entelektüelin zihninde kayboluyorsunuz kitabı okurken. Bu öfkesini, göndermediği ama çeşitli insanlara ya da makamlara yazdığı mektuplara kusuyor Herzog metin boyunca. Bu açmazlarından bir akademisyen olarak mesleki donanımı ve bilimsel bilgi birikimiyle çıkamaması, 2. Dünya Savaşı sonrasında dünyada bilime şüpheyle bakılmasının yaygınlaşması konusuyla Homo Faber’i anımsattı bana. Ne kadar entelektüel olursa olsun, insani dertlerin sıradanlığını ve aynılığını fark edip, gündelik hayatını bildiği bilimsel doğrularla yönetemeyen Herzog’u anlatırken elbette Heidegger’a da selam göndermiş Bellow. Herzog’un bu ‘kaybolmuşluğu’ biraz Bellow’un Yahudilerin tarihine de göndermesi. Zaman zaman yorsa da özellikle okuduktan sonra beni daha çok etkisi altına aldığını fark ettiğim, önemli bir eser Herzog. Kafanızın sakin olduğu bir zamanda okumanızı öneririm.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
Reklam
482 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Herzog daha fazla okuyucuyla buluşmalı. Hiç duymadığım bir yazar olmasına rağmen sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı. 9 puan verdim; çünkü sonunu güzel bağlayamadığını, birşeylerin havada kaldığını düşünüyorum. Onun dışında tavsiye ederim herkese :) İyi okumalar.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
20. yy Hastalığı – Yabancılaştırma
Günümüzde hala daha varlığını devam ettiren bu hastalıklı “kavram”, diğer bir deyişle “yabancılaştırma” Saul Bellow’un “Herzog”unda ziyadesiyle mevcut. Hastalık desem de, bu gerçek manada biyolojik bir hastalık değil. Biyolojik bir hastalık olmasa da, biyolojik bir hastalık kadar etkili. Herzog’un “saçlarının dökülmesi” gibi kendisine kasti veya
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Herzog, kendi varlığıyla varolma telaşında ama bir avuç başarısızlıklarla hayatını devam etmeye çalışan biridir. Boşandığı eşi Madeleine ile boşanması, içinde halen söyleyemediği sözcükleri, aile bağları, Yahudi bir Amerikan vatandaşı olmanın verdiği ağırlık (ki çokta dindar demesek yerinde olur), özgür olma sorunsalı ve ölü ya da dirilere yazdığı olanca mektubu ile pek duyulmamış ama bana göre okunmalı dediğim bir kitap oldu. Kitabın bir kilit noktası mahkemede tanıklıktı. Bütün bu bütünlüğü düşündüğümde aklıma bildungsroman (oluşum romanı) tadımı geldi. Ne derece doğru düşünüyorum bilmiyorum ama beklentisiz başlayıp bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim. Yazarı biraz araştırdığımızda Herzog'a ne derece benzediğini görebiliyoruz. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. #herzog #saulbellow #iletişimyayınları
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
Reklam
482 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın bir kilit noktası mahkemede tanıklıktı. Bütün bu bütünlüğü düşündüğümde aklıma bildungsroman (oluşum romanı) tadımı geldi. Ne derece doğru düşünüyorum bilmiyorum ama beklentisiz başlayıp bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim. Yazarı biraz araştırdığımızda Herzog'a ne derece benzediğini görebiliyoruz. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herzog, yoğun, çok katmanlı ama okuyucuya çok şey vadeden bir roman. Entelektüel bir adamın içine düştüğü bunalımı, çaresizliği ve debelenmeyi çok iyi anlatmış yazar. Ağır kitaplar sevenlere önerimdir. Selamlar saygılar...
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herzog
Öğrenciyken ileride iyi roman okuma kıtlığı çekerim diye bazı yazarları rafa kaldırıp doğru zamanın gelmesini beklemiştim. Saul Bellow da bu yazarlardan biriydi. Sanırım 30'lu yaşlarım başında okumak için şartlar olgunlaştı. *** Kahramanımız Herzog İkinci Dünya savaşı sonrası insanların yaralarını yeni yeni sarmaya başladığı bir dünyada ama aynı zamanda altın çağın da yaşandığı bir dönemde kendinden vazgeçmiş bir adamdır. Kısacık anlık mutluluklar dışında ki; onların değerini pek bildiği söylenemez. Genellikle kendi iç dünyasında yazdığı mektuplarla meşgul. Mükemmel bir kariyeri bırakıp taşraya yerleşecek kadar umursamaz. İyi baba ve iyi bir eş olmak potansiyeli varken; gerek kader, gerek şansızlıklar ve gerekse de beceriksizliğinden dolayı hayatı sarpasarmış bir adam. Lakin tüm bunlara rağmen hâlâ tutunacak bir dalı olan, kendisini sevecek insanları bulabilen bir adam. *** Evet okurken bazı yerlerde kendi iç dünyamda yaşadığım çelişkileri gördüm. Beraber olduğu kadınlarla yaşadığı diyaloglar çok tanıdık geldi. Aslında her şey güzel olabilirdi ya da her şey daha da beter olabilirdi. Herzog, mutlulukla ve hüznün, acıyla sevincin, yalnızlıkla göz alıcı bir ilişkinin ortasında ince bir çizgide yürüyen Don Kişotvari bir adam. Ah bir de yel değirmenleri ile savaşmayı bırakabilse...
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Herzog, unutulmayacak bir karakter
Herzog, depresif, edilgen ve oğul, kardeş, baba, koca, sevgili, profesör, Amerikalı ve Yahudi olarak da başarısız (diyebileceğimiz) biri, kült bir karakter. Daha önce duymamış olduğuma şaşırdığım ve üzüldüğüm bir kitap oldu. Felsefe (özellikle varoluşçuluk ama Sartre'sız) ve kurgunun bir arada olduğu, sürekli o kimmiş bu neymiş diye
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
Reklam
482 syf.
8/10 puan verdi
·
44 günde okudu
Yanlış zamanda okuduğum bir şaheser... Kesinlikle sakin bir zamanınızda okumanız gereken bir eser. Hastaysanız ya da tempolu bir dönem yaşıyorsanız biraz daha beklemenizde fayda var. Aksi halde çok yavaş ilerleyen bir kitap oluyor. İlk 50 sayfa kitabı anlamıyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz , ancak sonrasında konular toparlanıyor ve taşlar yerine oturuyor. Karakterimiz Herzog son derece kültürlü bir adam ve çok farklı kişilere mektuplar yazıyor. Mektup yazdığı kişiler arasında düşünürler, siyasetçiler, liderler, ölmüş kişiler , akrabaları, arkadaşları, eski eşleri , sevgilileri gibi bir çok farklı insan var. Tarihten, siysetten biraz uzaksanız; bu kimdi şimdi diyip kendinizi araştırırken bulabilirsiniz. Ciddi bir psikolojik roman olduğunu düşünüyorum. Eğer durum romanlarını seviyorsanız hemen okumaya başlayın. Ancak sürekli bir atraksiyon arıyorsanız sizi yoracaktır. Hem bedenen hem de psikolojik olarak yanlış zamanda bu kitabı okuduğum için , sanırım birkaç yıl sonra tekrar okuyacağım. Bunca duruma rağmen bıraktığı tat çok güzel. İzi kalan, kaliteli kitaplardan.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
5/10 puan verdi
İçerik Herzog, kendini bırakmış, vazgeçmiş, her alanda başarısız, her şeye karşı soğuk bir adam. Kendini modern zamana kaptırmadığını düşünen Herzog, aklına gelen herkese, hiç göndermeyeceği mektuplar yazarak içini döker. Kalemi Bellow’un kalemi, anlatının da yavaş ve sıkıcı olmasından mıdır bilinmez, çok standart. Kurgu Herzog’un kurgusu birkaç sayfa ilerledikten sonra kendini belli ediyor ve kitabın sonuna kadar aynı sıradanlıkla devam ediyor. Herzog’tan çok yazarın kendi görüşlerini gördüğümüz mektuplarla yer yer sekteye uğrayan anlatı, bir süre sonra daha da sıkıcı olmaya başlıyor. Üslup Bellow’un üslubu fena değil ama bu kitabında ön plana çıkaran bir parıltı barındırmıyor. Anlatıdaki mektupların çoğu bilgi veren, detaylarla okuru boğan parçalar içerdiği için kitabın kendi içindeki bütünlüğünü gereksiz dallandıran bir yapıya sahip. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Tavsiye edeceğim bir roman değil. Okuru bir süre sonra karmaşık bir kafanın içinde oradan oraya seken bilgiler yumağı içinde bırakıyor. Roman, bir yazarın kafa karışıklığını görmek ve bunun bir karakter üzerinden nasıl aktarılabileceğini merak eden insanlar tarafından denenebilir.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
10/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Ve gerçeği açıklıyorum dediğinde gerçek kaçar. Bu kitapta aynen öyle. Tabiri yapılamayan yapılsada eksik kalacak bir rüya gibi. Konusuna gelince boşanmış ve aldatılmış bir adamın hezeyanlarını, sorgulamalarını okuyoruz. Aslında bu sorgulamalar hayatını belirleyen anlayışa dönük. Hayatını idealist temellere dayandıran ve iyimser bir anlayışla anlamlandıran bir adamın hayatın gerçekleriyle yüzleşmesi. İnsanın grotesk bir varlık ve gerçeğin ancak kötülüğü görünür kılarsa gerçek olduğu yargısı. İnsanın anlama dair sorgulamaları ve sorgulamaların neticesinde iyimserliğini koruyacağı her tessellinin, nasihatin anlamsız ve derdine deva olmuycağı, kötümserliğini iyimserliğine baskın tutarak ve gerçeği(kötülüğün) kabullenerek insanın bu anlamsızlığa, dolayısıyla hayata ayak uydurabileceğini anlatıyor kitap karakterimiz Herzog üzerinden. Ve karakterimiz, anlamsızlığı ancak kendini toplum yararına bir hizmete adayarak anlamlandıracağı gibi katılmadığım bir görüşe sahip olarak sözde bir olgunluk dönemine adım atarak hikayedeki karakter gelişimini tamamlıyor. Kitap hakkında hüküm verecek kadar iyi anladığımı idda edemem kitabı ama Saul Bellow'un iki kitabını okumuş biri olarak şunu sezdim. Sanki melonkolinin ve yalnızlığın gizli bir eleştirisini yapan bir kurgu seçimi yapıyor kitaplarında sanki. Boşlukta Sallanan Adam' la Herzog'da ortak olan şey buydu sanki. Neyse daha fazla uzatmayayım. Şu kadarını söyleyeyim bu kitap gerçekten özel bir kitap.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
·
Puan vermedi
kitap önsözü
Nobel EdebiyatÖdülü sahibi Saul Bellow’un başyapıtı olarak kabul ediliyor.Herzog, hayatı her anlamda altüst olmuş, “Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş,” diye düşünecek kadar kendinden vazgeçmiş bir adamın hikâyesini anlatır. Başarısız yazar, başarısız hoca, başarısız baba Moses Herzog, kendisini kişisel felaketlerinden ve modern zamanların yıkıcılığından sağ çıkabilmiş bir kazazede olarak görür. İçini dökmek ve sıkışmışlığından kurtulmak amacıyla tanıdığı tanımadığı, hayatta ya da ölü, önemli ya da önemsiz bir sürü insana, hiç göndermeyeceği mektuplar yazmaya başlar. Arkadaşlarına, düşmanlarına, meslektaşlarına ve ünlülere dünya görüşünü, çektiği acıları, içinden çıkamadığı sorunları, özlem ve hıncını anlatır, kalbini açar. Amerikan edebiyatının en önemli romancılarından olan Saul Bellow, Herzog’da adeta içinde yaşadığı çağın duygusal, düşünsel ve ahlâki röntgenini çeker. “Madam Bovary’yi Charles’ın ya da Anna Karenina’yı Karenin’in bakış açısından anlatma hevesine kapılan biri, Herzog’da bunun kusursuz bir şekilde gerçekleştirildiğini görecektir.”
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
·
Puan vermedi
Herzog / Saul Bellow ”Aklını kaçırdıysam bana göre hava hoş.” cümlesiyle başlıyor Herzog. Bu ruh hali de roman boyunca kendini hissettiriyor. Hayatın hemen her alanında başarısızlığa uğramış bir yazar, akademisyen, eş ve babadır Herzog. Bir çıkış yolu bulmak için kimseye göndermeyeceği mektuplar yazar. Yalnızlığı insanın içini sızlatacak
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
482 syf.
8/10 puan verdi
Rusya’dan Kanada’ya göç eden ve orada doğan, oradan da ABD’ye geçen yazarın kendi hayat öyküsünden de esinlendiği bu romanda; iki başarısız evlilikten sonra kendine güvenini kaybeden ve dünyaya yabancılaşan bir insanın öyküsü anlatılıyor. Hayata küsen, kendisine yardım etmeye çalışan kardeşlerine, arkadaşlarına ve sevgilisine bile yüz vermeyen, başarılı akademisyen Moses Herzog “aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş” diyerek tanıdığı tanımadığı, yaşayan ölen, aklına kim geldiyse göndermeyeceği mektuplar yazan biri haline gelir. Gerçeklikten koptuğunu düşünüyor olmalı ki roman boyunca gerçekliği arar. Aşağıdaki alıntılar da bunu gösteriyor. “Büyük bir telaşla herkese bir sürü mektup yazdım. Sözcük üstüne sözcük. Ben gerçekliği dil aracılığıyla yakalamaya çalışıyorum. Belki de bütün gerçekliği dile çevirmek (Sayfa 343). Moses gerçekliği görmek zorundaydı. Belki de gerçekliği daha iyi görebilmek, gerçekliğin sımsıkı kucaklamasında uykuya dalmamak için onun bir şekilde dışında tutulmuştu (Sayfa 351). Gerçeğin ışığı asla çok uzakta değil ve hiçbir insan da ona ulaşamayacak kadar önemsiz ya da yoz değil. (Sayfa 395) Asıl hikayenin yanında, yazılan mektuplar, mektup yazılan kişilerle yaşananlar iç içe anlatıldığı için özellikle mektupların yoğun olduğu bölümlerde hikayeden kopmamak için özel çaba harcamam gerekti. Genel olarak Amerikan edebiyatındaki gibi düz cümleler kullanılması bu nedenle kolay bir okuma sağlamıyor. Bununla birlikte renkli anlatımıyla beğendiğim bir kitap oldu.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020152 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.