Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hiç Yoktan Bir Evren

Lawrence M. Krauss

Hiç Yoktan Bir Evren Sözleri ve Alıntıları

Hiç Yoktan Bir Evren sözleri ve alıntılarını, Hiç Yoktan Bir Evren kitap alıntılarını, Hiç Yoktan Bir Evren en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sanal" evrenler (onları doğrudan ölçemeyeceğimiz kadar kısa bir süre zarfında varlık bulup ortadan kaybolabilecek olası, küçük, yoğun uzaylar) büyüleyici kuramsal inşalardır, ama öyle görünüyor ki nasıl olup da hiçbir şeyden bir şey doğabileceğini, aslında boş olan uzayı dolduran sanal parçacıklardan daha fazla açıklamazlar.
Stephen Hawking'in vurgulamış olduğu üzere, bir kuantum kütleçekim kuramı daha önce hiç ortada yokken uzayın kendisinin, bir anlığına bile olsa, uzayın yaratılmasını mümkün kılar.
Reklam
Bir kütleçekim kuramı olarak Genel Görelilik, özü itibarıyla bir uzay ve zaman kuramıdır. Bu kitabın daha ilk sayfasında tanımladığım üzere, bu, genel göreliliğin sadece uzayda hareket eden nesnelerin dinamiğini değil, uzayın kendisinin nasıl evrildiğini ele alabilecek ilk kuram olduğu anlamına gelir.
Ne var ki bilim insanları 1970'lerde evrenin erken dönemlerinde madde miktarının karşıt madde miktarını azıcık aştığı küçük bir asimetrinin oluşmasıyla, evrenin erken dönemlerde sıcak ve yoğun bir Büyük Patlama'da eşit miktarda madde ve karşıt maddeyle başlamasının mümkün olduğunu, akla yatkın kuantum süreçlerinin "hiçlikten bir şey yaratabileceği"ni anlamaya başlamışlardır. Bu durumda madde ve karşıt maddenin tam olarak birbirlerini ortadan kaldırarak saf bir ışınıma yol açması yerine, evrenin erken dönemlerinde mevcut bütün karşıt madde aynı miktarda maddeyle birlikte ortadan kalkar, ama madde miktarındaki fazlalığı ortadan kaldıracak miktarda karşıt madde yoktur, bu madde artakalır ve bugün evrende gördüğümüz yıldızları ve galaksileri oluşturan bütün maddeye yol açar.
Sanal parçacıklar kuantum sistemlerinin temel bir özelliğinin tezahürüdür. Kuantum mekaniğinin kalbinde kimi zaman siyasetçilere ya da şirket başkanlarına hükmeden bir kural yatar: Hiç kimsenin gözü üzerinde değilse, her şey mubahtır. Sistemler anlık da olsa, aslında ölçülüyor olsalar mümkün olmayacak haller de dahil olmak üzere, mümkün olarak bütün haller arasında gidip gelmeyi sürdürürler. Bu "kuantum dalgalanmaları" kuantum dünyası hakkında temel bir şey söylemektedir: Hiçlik kararsızdır. Hiçlik, bir anlığına bile olsa her zaman bir şey üretir.
Occam'ın kılıcı, bir olay fiziksel olarak akla yatkınsa var oluşu için daha olağandışı iddialara başvurmamamız gerektiğini söyler. Şurası kesin ki bir şekilde evrenimizin ya da çokevrenimizin dışında var olan, aynı zamanda evrenin içinde olup biten her şeyi yöneten, her şeye gücü yeten bir ilahi varlık gereksinimi böyle olağandışı bir iddiadır. Bu yüzden de ilk değil, en son başvurulması gereken iddia olmalıdır.
Reklam
Newton'ın çalışması, evrene içkin bir akılcılık atfetseniz de etmeseniz de Tanrı'nın eylemlerinin olası alanını ciddi biçimde daraltıyordu. Newton'ın kanunları bir ilahi kudretin hareket özgürlüğünü ciddi biçimde kısıtlamakla kalmıyor, doğaüstü müdahalelerin gerekli olduğu çeşitli koşulları da devre dışı bırakıyordu. Newton gezegenlerin Güneş etrafındaki hareketinin, yörüngelerinde sürekli itilmelerini gerektirmediğini, aksine, sezgilerin son derece tersine, Güneş'e doğru yönelen bir güç tarafından çekilmeleri gerektiğini keşfetmiş, böylece önceleri gezegenlere yörüngelerinde yol gösterdikleri düşünülen meleklere duyulan ihtiyacı bertaraf etmişti. Meleklerin bu özel kullanım alanının bertaraf edilmesi, insanların onlara inanma arzusunu pek etkilemediyse de (kamuoyu yoklamalarına göre ABD'de meleklere inanan insanların sayısı evrime inananların sayısından çok çok daha fazladır) Newton'dan bu yana bilimdeki ilerlemenin, Tanrı'nın elinin ima ettiği eserde tezahür etmesi konusunda mevcut fırsatları ciddi biçimde sınırladığını söylemek haksız olmaz.
Birinin rüyası, kolayca bir diğerinin kabusu olabilir.
Varoluşumuz, önemimiz, evrenin anlamı hakkında felsefi sonuçlara varmak istiyorsak, vardığımız sonuçların ampirik bilgiye dayanması gerekiyor. Gerçekten açık bir zihne sahip olmak, sonuçlarını beğensek de beğenmesek de gerçekliği destekleyen kanıtları hayal gücümüze uymaya zorlamak değil, hayal gücümüzü gerçekliği destekleyen kanıtlara uymaya zorlamak anlamına gelir.
Geri150
759 öğeden 751 ile 759 arasındakiler gösteriliyor.