Allah'ın Resûlü bana dönerek:
Ey Aişe, buyurdu; duâların daima kısa ve veciz olsun!
Namazı bitirip selâm verince:
Ey Allah'ın Resûlü, dedim; bundan muradınız nedir?
Kainatın Efendisi şu şekilde duâ yapmamı talim buyurdular:
**Allah'ım! Senden dünya ve âhirette bildiğim bilmediğim hayırlar niyaz ederim. Dünya ve âhirette bildiğim ve bilmediğim bütün kötülüklerden sana sığınırım. Senden Cennet'i, Cennet'e girmeye vesile olan söz ve amelleri istiyorum. Senden kulun ve Resûlün Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem)'in istediklerinin en hayırlısını isterim. Kulun ve Resûlün Muhammed'in sana sığındığı kötülüklerden ben de sana sığınırım. Yapmamı takdir ettiğin amellerimin sonunu hayırlı eylemeni niyaz ederim** de...
…
Daldığı derin tefekkür aleminden (Âh başım!) diyerek doğruldu.
Hizmetçisi hemen yanına koştu:
-Neniz var, ey sahibem?
Hazret-i Âişe (radiyallahü anha), yaşlar dolu gözlerini ona dikti ve dedi:
-Başım ağrıyor, yavrucuğum!..
-Bir tabib çağırayım mı?
-Benim tabibim biraz sonra gelecek.
-Kimdir o?
-Anayı kuzusundan ayıran!..
-Beni korkutuyorsun, ey sahibem!..
-Metin ol, Hakka güven!..
Derinlik, incelik, dirayet ve zarafet timsali Hazret-i Âişe Hicretin 58. senesinde hastalanmıştı. Artık fazilet dolu bir ömür sona eriyor, bir başka alemin kapısı kendisine açılıyordu.