Ortaçağ’ın en büyük seyyahlarından birisi olan İbn Battûta 13 Haziran 1325 tarihinde çıktığı, üç kıtada yaklaşık 30 yıl süren bu seyahatinde Mısır, Arap Yarımadası, Irak, İran, Anadolu (başta Osmanlı beyliği olmak üzere), Deşt-i kıpçak, Bizans (İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve Endülüs’ü kapsayan seyahatnamesinde en çok insan öğesine yer vermiştir. Bunun yanında devlet ve toplum yapılarından, inanç ve âdetlerinden, bitki ve canlı türlerinden, gelenek ve göreneklere, kültürel ve tarihi yapılardan, ülkelerin coğrafi ve ekonomik durumlarında kadar gördüğü her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.
Yirmili yaşlarında başladığı seyahati boyunca, bir çok zorluklarla karşılaşan Battûta, bilgisi ve Derviş kıyafetiyle gittiği her ülkede iyi bir şekilde misafir ediliyor hatta bir çok ülkede kadılık ve farklı görevlerde bulunuyor. Battûta, ziyaret ettiği ülkelerin yöneticileriyle görüşmekte zorluk çekmediği gibi, yöneticiler tarafından bir çok hediye ile gönlü hoş tutuluyor. 14. Yüzyıldan bugüne insanoğlunun bir çok kültür, inanç ve alışkanlığında değişiklik olduğu gibi, değişmeden günümüze kadar gelen bir çok değerimizin olduğunu farkedeceğiniz bu eseri, özellikle seyahatname seven okurlara tavsiye ediyorum.