Bu kitabında Tolstoy Hristiyanlığın insanlar tarafından değiştirilmesi eleştiriyor, bir taraftan da gerçek ve olması gereken Hristiyanlığı bizlere aktarabilmek için farklı farklı hikayelerle bunu bize sunuyor.
Kitapta İncil'den alıntılar olmasa İslam'ın anlatıldığını sanabiliriz yani o kadar bizim dinimize uygun hikayeler yazmış. Burada dikkatimizi çeken Tolstoy Hz.İsa(as) için "Allah'ın kulu ve elçisidir" diyor tıpkı bizdeki peygamberlik kavramı gibi. Tanrı'nın oğludur demiyor ve baba-oğul-kutsal ruh inancının Hristiyanlıkta değiştirilen yanlışlardan kaynaklandığını görüyor.
Hikayelerde genel tema olarak, Allah'a ulaşmak için her adım attığımızda dünyaya özgü arzular, istekler, dertler... gibi şeylerle yönümüzün değişmesi, istenene ve olması gerekene bir türlü gidememek işleniyor. Ama şunu da ekliyor, kaçıncı seferde çağrıya uyarsan uy her seferinde Allah'ın rahmeti, bereketi, mağfireti seni de kurtarır. Önemli olan geç de olsa gelmek, doğru yol üzerinde olmaktır,diyor. Tapduk Emre Sultanımız da demiş zamanında, "Yol bu,yola çıkıp varmayan yoldan çıkıp da varan yoktur."diye.
Hikayelerden beni en çok etkileyenleri ve durup düşünmemi sağlayanları söylemek gerekirse; Cehennemde Raks, Üç İhtiyar, İş-ölüm-hastalık,Aptal İvan hikayelerini söyleyebilirim.