Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhtilafın Rahmetinde Milli Mutabakata Doğru

Muhsin Yazıcıoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Osmanlının son dönemlerinde başlayan hamle günümüzde, bazı siyasi partilerin tüzük ve programıyla devam etmektedir. Batılılışma hareketi dün fertler bazında iken, bu gün siyasi organizasyon haline dönüşmüştür. Felsefe aynıdır, müslüman Türk insanını değerleriyle ve kültürüyle çatışır hale getirerek tamamen değişimi sağlamak. Ekonomik politikalar, kültür politikaları, dış politikalar dikkat edilirse hep aynı istikamettedir
Muhsin Yazıcıoğlu: Elbette bu fertlerle kaim bir şey değil. Hz. Yusuf (A.S.)'dan İmam-ı Azam Ebu Hanifeye, İmam Sarahsiden İskilipli Atıf Efendiye, Hasan El Bennadan, Said Nursiye kadar bütün salih müslümanlar cezaevlerini medrese gibi değerlendirmişlerdir. Kardeşlerimizin de yaptığı bundan farklı bir şey değildir.
Reklam
Her beşeri ideoloji bir dindir. Kur'anda Allah (C.C.) insanlardan "leküm dinüküm ve liyedin" demelerini istiyor. Yani "sizin dininiz size; benim dinim bana" Demek ki, beşeri ideolojilerin tamamı insanı Allah'ın dininden uzaklaştırır mahiyettedir
Biz beşerin yaptıklarını, söylediklerini, Allah'ın rızasına uygun olduğu ölçüde kabul ederiz. Allah'ın dininden uzaklaştıracak ve onunla çelişecek her türlü fikir ve davranışın da karşısında oluruz.
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerine bina edildiği esaslar yeni çağın eşiğinde yerle bir olmuştur. Türkiye artık güvenliğini güç dengeleri içinde arayamaz. Bu intihar demektir. Güç dengelerine şirin görünmek için halkına dayattığı batıcı-laik politikaları sürdüremez. Bu yeni dünyada ki yerini milletinin rızası ve gücüyle, şahsiyetiyle kazanacaktır. Milletimizi güçlü kılan bin yıldır olduğu gibi İslamiyettir. Rejimin tepeden inmeci-seçkinci-laik geleneği artık sona ermiştir. Rejimin pozitivist-laik politikaları ancak şahsiyetsiz, köksüz, milletine değil, kendine bile hayrı olmayan bunalımlı, yabancılaşmış bir azınlığa kaynak olmuştur. Laikliğin din ve devlet işlerini ayırma politikası değil; ekmek-su gibi dini için yaşayan müslüman halkı yönetimden uzak tutma çabaları olduğu artık üstü örtülemeyen bir hakikat halini almıştır. Müslüman Türk milleti yeni çağdaki onurlu mevkiini, bir avuç oligarşik azınlığın heva ve hevesiyle, milletinden uzak ve zayıf şahsiyetiyle değil, kendi iradesi ve gücüyle elde edecektir. Türkiye iktidara gelen partilerin değiştiği ama yöneten azınlığın değişmediği dönemlerin sonuna gelmiştir. Bu asalak azınlığın milletimizin sırtına yüklediği kambur artık iyice sırıtmaktadır. Milletimizin kendi gücü ve iradesiyle layık olduğu mevkii alacağı yeni çağda, bu asalak azınlığın hayat alanı kalmayacaktır. Bu mevkiye bin yıldır güç aldığımız kutlu kaynağımız İslamiyetle varacağız.
Fikir ve aksiyon birbirine tam uyduğu ölçüde, hareket de gelecekte istikrarlı neticeler elde edebilir. Eğer fikre ters bir aksiyon ortaya çıkıyorsa ya da gelişiyorsa bir müddet sonra o aksiyon kendi fikrini kendi öz bünyesini tahrip edip dağıtabiliyor. Şimdi bizim ideolojik muhtevamızı, çerçevemizi biraz evvel hissettiğimiz anlamda düşündüğümüz zaman, bizim aksiyonumuzun da tek kelime ile İslam olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Reklam
Cenabı Allah'la barışık olduğu, anlaştığı hatırlayan insan önce kendi ruhuyla barışacak, içi ve dışı uyuşacaktır. Kendi içindeki kavgayı bitirmeyen insan başkalarıyla hiçbir zaman yapamaz
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.