Ayağımıza dar ya da bol gelen ve yürümemizi engelleyen pabuçlar gibi, kendimize uygun olmayan sistemlerde yaşamak da, ruhumuza dayanılmaz zorluklar yaşatır.
“Bir gün benim de başıma gelebilir!” duygusu, olayları doğrudan yaşamasa bile, birçok kadının kendini kurbanmış gibi hissetmesine ve böyle davranmasına neden olur.
Hayatını kazanma zorunluluğu, pek çok erkeğin yetenek ve tercihlerini rafa kaldırıp unutmasını gerektirir. Bu çok önemli bir vazgeçiştir. Bazı erkekler, benliğini oluşturan bu yönlerden vazgeçmiş olmanın acısını yaşam boyu, ruhunun derinlerinde gizler.
Kadınların ruhsal sorunlarının birçoğu, sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin, haksız baskıların göstergeleridir. Temelde tedavi edilmesi gereken sorun, kadının kendinde değil, toplumsal düzende yatar.