İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi Gönderileri
İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi kitaplarını, İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi sözleri ve alıntılarını, İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi yazarlarını, İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
iki devrin ulu hocası.. Osmanlı devrinde gözlerini dünyaya açmış bir Hukukçu, Dersiam, Müderris, Din Adamı.. tüm fıkıh kitaplarını yaksanız hepsini tekrardan yazarım diyen o deha, o müthiz hafıza.. gıpta edilen bir ömür. Neslimin güzel Hocasından şeref duyarım. Neslimizi tanıyalım. Dedelerimizi, atalarımızı tanıyalım. işte benim gurur duyulası bir dedem, İki devrin ulu hocası Ali Haydar Efendi kuddise sirruhu ♥
Bir devri, o devirde alimlerin ne sıkıntılar yaşadığını, Rabbani âlim nasıl olur ve mürşidi kamil kimdir sorularının cevaplarını bulacaksınız... Mükemmel bir kitap... Mükemmel bir anlatım... İhsan hocama uzun ömür versin Rabbim...
İlim için Doğudan Batıya gidenler, ikameleri bitip yurtlarına dönünce yanlarında bilimden ziyade Batılı adamın inançsızlığını getirdiler. Batılı adamın mağrur aklı, Batı taraftarlarının ruhunu ezip geçti.
Ali Haydar Efendi (rahimehullah), ihvanın ticari ve ailevi ilişkileriyle de alakadar olur, ahlaki açıdan birbirine güvenmeyenlerin ticari ortaklık yapmamalarını öğütlerdi.
Tarikat dersini almaya ya da mevcut dersini değişmeye gelenlere hanımlarını kast ederek “Leylan ile aran nasıl?” diye sorar; müspet cevap alamadığında “Git! Aranı düzelt, gönlünü al, öyle ders verelim.” derdi.
“Kafirle mü’min birbirinin ateşini dahi görmesin.Zira mü’min kafiri görünce ahlakından kendisine sıçrar.Şimdi ise Müslümanlar onlara uydukları hususlarda daha da ileri gitmeye kalkıyorlar.Gururları,kibirleri,dünyalıkları bırakalım.Rabbimizin sevdiği gibi yaşayalım”
Ali Haydar Efendi
Ali Haydar Efendi (rahimehullah), çete kafasıyla devlet yöneten; dışı müslüman içi mason olan komitacılara hiçbir zaman baş eğmedi. Zor şartlar altında dahi İslâm’ın izzetini muhafaza etti.
O, Devleti Âliyye’nin âhirinde zuhur eden bir Zembilli Ali Cemali, bir Molla Gürani idi.
Bu yüzden tarih onu, Peygamber makamını çiğnetmeyen vakar sahibi bir âlim olarak anacaktır.
O, kendisini tanıma fırsatı bulanlara, ilerici olmanın dindarlıktan kurtulmak; huzurlu olmanın da daha çok para kazanmakla eşdeğer olmadığını ve dünyada, dünyaya köle olmadan da yaşanabileceğini gösterdi.