Türkiye'de her türlü yobaz yetişmiştir, sağ yobaz, sol yobaz, sahte Atatürkçü yobaz. Bilim adamında yobazlık olmaz, bilim adamı her türlü düşünceye açık kafayla bakıp tartar, ona göre hüküm verir. Bilim adamının ocusu, bucusu olur mu?
“Toplantılar başlayalı iki gün kadar olmuştu ki, bir ara, tebliğler arası, birkaç kişi bahçede duruyor, Türk lehçelerini alaşımlayarak sohbet ediyorduk. Yaşlı bir Özbek Türk’ü matematik profesörü yanımıza geldi, bana İngilizce bir şeyler söylemeye çalışıyor.
Ben de İngilizce bilmeyen İtalyanların deyişini taklit ederek ‘No spikidi İngilişi’ (İngilizce bilmiyorum) dedim.
Özbek Hoca; ‘Nece konuşayım’ der gibi baktı ‘Türkçe konul’ dedim.
-Özbek Hoca: Türkçe bilmiyorum, Özbekçe biliyorum.’
‘Peki Özbekçe konuş’ dedim. ‘Özbekçe’ konuştu ve gayet güzel anlaştık.
Özbek Hoca bu sefer: ‘ Aa, hayret! Ruslar bize sizler (yani Türkistan ahalisi) ayrı milletlersiniz, dilleriniz de ayrı. demişti. [Tabi Türkiye’nin ise hiç lafı edilmemiş]. Meğer, Özbek, Kazak, Kırgız, Azeri, hem de Türkiyelilerin dilleri, (dillerimiz yani), aynıymış!’ dedi.
Ülkelerin geleceğini ulusal hedefleri belirler. Hedefsiz ülke dümeni kırık, fırtınalarda oraya buraya sürüklenen gemiye benzer, sonunda sömürgecilere yem olur.