Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmaj Ve Takva

Fatma Barbarosoğlu

İmaj Ve Takva Gönderileri

İmaj Ve Takva kitaplarını, İmaj Ve Takva sözleri ve alıntılarını, İmaj Ve Takva yazarlarını, İmaj Ve Takva yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölümü hayatımızdan çok uzakta kabul ederek, ölülerimizi de gittikleri ahiret hayatı içinde değil, artık olmadıkları bu dünya ve bu dünyada "yaşayamadıkları" ile bağlantılı olarak anmaya devam ediyoruz.
Bir lider empatik yoğunluğa sahip olduğu zaman liderdir. Her türlü sıkıntıyı kendi nefsinde duyuyormuşçasına anlamaya ve çözmeye azmettiği için liderdir.
Reklam
Herkes, elindeki kavanozlardan birine sığdırmaya çalıştı Müslüman gençliği, "bilimsel araştırmalar" eşliğinde. Her araştırıcının elinde ayrı bir etiket vardı.
İntihar; kişinin yaşamına kendi kararıyla son verme hürriyeti olarak saygın bir konumda işlendi. Saygınlığı besleyen en güçlü damar yaratıcının emaneti olarak kabul edilmiş bedene, ölümün eşiğinde insanın kendisinin sahip çıkması oldu.
Ölülerle diriler arasındaki ilişkiyi "ölülerin size ihtiyacı yok" noktasından koparmaya kalkanlar, yaşayanların ölümün hatırlattığı sınav korkusuna ihtiyacı olduğunu idrak edemiyorlar.
Hayatta kalmak bir dünya kurmak demektir. Kurduğumuz dünya duyduklarımız, gördüklerimiz ve yaşadıklarımıza dayanır. Herkesin dünyasına farklılık veren neyi ne kadar yaşadığıdır. Neyi ne kadar gördüğü. Neye ne kadar boyun eğdiği.
Reklam
Modern insan kafasının karışmasını bir zenginlik, kendi kendinin farkına varma müsebbibi sayıyor. Halbuki modern öncesi insan için kafasının karışık olması ancak hastalık hali olarak kabul edilebilir bir durum.
Bir kadın indi merdivenlerden. Yanında kıvırcık saçlı bir erkek çocuğu. "Top var mı?" diye sordu yaşlı bakkala. "Yok" dedi yaşlı bakkal. "Alamadık. Küçücük naylon parçası için beş yüz bin lira diyorlar. Çocuklar ellerinde iki yüz bin lira ile gelip alamadan gidiyor. Onlar alamadık diye üzülüyor. Ben ne diye getirdim, görmese belki topu istemeyecekti diye üzülüyorum."
Vakit ile nakit ilişkisi iki yönlüdür. Çalışırsınız, bir şey üretirsiniz ve bunun karşılığını alırsınız. Daha sonra bir vakti tüketirsiniz ve bunu yaparken de kazanmış olduğunuz parayı harcarsınız. Böylece harcamak için daha çok çalışır, daha çok kazandığınızı ispat etmek için de daha çok harcarsınız. Böylece "örgütlenmiş zaman" olarak yeni bir zaman anlayışı başlar. Bu manada modern insanın örgütlenmiş zamanın dışına çıkabilmesi gittikçe zorlaşmaktadır.
Olduğundan daha zengin görünebilmek için insan daima kazandığından daha fazlasını harcamak durumunda kalmaktadır. Kazandığından fazlasını harcayabilmesi için kredili ve taksitli satışlar modern insana akıl almaz faydalar sağlarken "kanaatkar" olma hasretini zihinlerde ve gönüllerin silmektedir.
801 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.