Nasıl ki insan, şu âlem-i kebîrin bir misâl-i musağğarıdır; ve Fâtiha-i Şerîfe, şu Kur'ân-ı Azîmüşşan'ın bir timsâl-i münevveridir. Namaz dahi, bütün ibâdâtın envaini şâmil bir fihriste-i nûrâniyyedir. Ve bütün esnâf-ı mahlûkatın elvan-ı ibâdetlerine işaret eden bir harita-i kudsiyyedir ...
Eğer anlasa idin ki, ömrün azdır, hem fâidesiz gidiyor. Elbette onun yirmidörtten birisini, hakikî bir hayât-ı ebediyenin saâdetine medâr olacak bir güzel ve hoş ve rahât ve rahmet bir hizmete sarfetmek; usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebep olur.
DOKUZUNCU İŞARET:
Sual:
Hizbullah olan ehl-i hidayet, başta Enbiya ve onların başında Fahr-i Âlem Aleyhissalâtü Vesselâm, o kadar inayet ve rahmet-i İlahiye ve imdad-ı Sübhaniyeye mazhar oldukları halde, neden çok defa hizbü'ş-şeytan olan ehl-i dalalete mağlub olmuşlar?
Hem Hâtemü'l-Enbiya'nın güneş gibi parlak nübüvvet ve risaleti ve iksir-i a'zam gibi tesirli i'caz-ı Kur'anî vasıtasıyla irşadı ve cazibe-i umumiye-i kâinattan daha cazibedar hakaik-i Kur'aniyenin komşuluğunda ve yakınında olan Medine münafıklarının dalalette ısrarları ve hidayete girmemeleri ne içindir ve hikmeti nedir?
(Onüçüncü Lem'a/9.İşaret)
İman Hakikatları - 65
İşte ey ehl-i iman!
Şeytanların bu müdhiş tahribatına karşı en mühim silâhınız ve cihazat-ı tamiriyeniz istiğfardır ve "Eûzü billah" demekle Cenab-ı Hakk'a ilticadır.
Ve kal'anız Sünnet-i Seniyedir.
(Onüçüncü Lem'a/4.İşaret)
İman Hakikatları - 47