John Steinbeck'e ait okuduğum ikinci kitaptı. Açıkçası her satırı büyük bir merakla okudum. Öyle ki bitirinceye kadar da kitabı elimden düşürmedim. Bir aile, bir kasaba, bir inci...Kitaba ismini veren inci, aileye uğur getireceği düşüncesi ile korunur. Kino'nun -ben erkeğim- dediği yerleri her ne kadar uygun bulmasam da - Juana'nın gücünü gördükçe Kino da güçlendi.- cümlesi erkeğin -yarı tanrı tavrını- (kitaptaki deyim de böyle) biraz da olsa askıya alıp kadının dik duruşunu ön plana çıkarmıştır. Kitabın sonunda kadın hislerinin, erkeğin emin olduğu durumları içine alarak kadının ne derece haklı olduğunu göreceksiniz. Kadın-erkek olayını bir kenara bırakıp daha genel bakacak olursam; kasaba halkının sürekli bir önyargı içinde olduğunu fark ederken, var olan durum hakkında ne kadar kolay yorum yapabildiklerini de gördüm. Olaylar yaşanırken oradaymışçasına duygu değişikliği yaşadım. İyi sandığımız olaylarda kötülük, kötü sandığımız olaylarda da iyilik olabileceğini hatırlatan bir eser. Daha fazla yazmak istemiyorum çünkü tek solukta okuyup etkisinden çıkamayacağınız kısa sayfalı, uzun etkili bir kitap. Zaman kaybetmeden okumalısınız. Kitaplarla kalın :)